Bu kitapta ana karakteri alıp silkeleme isteği duyduysam yazar bana gerçekten karakterin duygusunu iyi yansıtmıştır gözüyle bakıyorum. Ve evet Martha'ya ne kadar üzülsem de ona şöyle Türk tabiriyle bir anne terliği atmak istedim. Buhranla başa çıkmamak için elinden geleni yapan ama bir yandan da insanlara bu şımarıklığını yansıtan bir karakter görüyoruz aslında. Sadece duygu durumu değil hayat gayesi olarak doğru düzgün çalışıp çabalamadığını bile Marta'nın gereksiz şeyleri bütçesinden görebiliyoruz. :) O yüzden empati kurup acıyamıyorum ben bu tür karakterlere. Onun yerine kalk kız soğan doğra moduna giriyorum.
Çocukluk... bu dünyada en masum, en saf hisler uyandıran, her ebeveynin özlemle anımsadığı, yeniden yaşanma ihtimali olmadığı halde bir dilek hakkımız olsa çoğumuzun isteyebileceği bir şey...
Düşünsenize sabah erken uyanma derdiniz yok.Alel acele hazırlanıp işe gitme telaşeniz yok.Sizden beklenen herhangi bir sorumluluğunuz yok.Sabah önünüze ne
Anne Terliği
Çocukluğun geri gelsin istiyorsan;
şekerleri sev, bir daha şekerleri,
Yeni alınmış bir ayakkabıyı yastığının yanına koy;
bağırsın kokusu,
bayramların olsun yine/
Annen artık yoksa benim gibi,
eski mutfakta dokunduğu tel dolabı öp,
bir yiyecek koy dolabın içine ve sonra çal
ve kaç ,bahçe kapısına doğru;
belki gelir arkandan annenin terlik sesi...
a.konuklu
"Son yumruğum olduğunu bilsem bile seni savunmak için savaşırım çünkü senin için bunu yapacak birini hak ediyorsun ve benden daha uygun başka birini düşünemiyorum."
Bu aralar kitap sattıran iki temel öğe var bence.Seks ve dram.Tamam Her iki konu da dozunda kullanıldığında tadından yenmez oluyor ama bu kitaptaki gibi amaç kitabın