1969 yılında İsmet İnönü, 1922 Ağustosunda askerî za ferden önce, Atatürk'ün devrim düşüncesinin bilinmediğini; ancak, 29 Ekim 1923 günü cumhuriyet ilânı ve 3 Mart 1924 günü hilafetin kaldırılmasından sonradır ki, geri dönüş yolu nun tümüyle kapandığını söylemiştir: "Şimdi zaferle İzmir'e gittiğimiz zaman herkes zafer neşesi ile
Asrın Yorgunluğu Kaybettim çıplak bedenlerin savaşını Gül dokuyan ellerinde kalbimi bıraktım Lavanta dudaklarına yalnızlığımı sürdüğüm Nemli gözlerimde asrın yorgunluğu gel Sabahın ötüşlerinde affettim tövbelerimi Yeminlerime karıştı hüznün sarhoşluğu Aşık doyuran sofrana beni de al Nemli gözlerimde asrın yorgunluğu al Kemal Ercek
Sayfa 79
Reklam
Sana Veda Gözlerin denizin maviliğinde kayboluyor Arayıp bulmak isterken gözlerini ve seni Yüreğimi maviye kaptırıyorum İçim dışım oluk oluk mavi akıyor Şayet bu sensizlik terk etmezse beni Prangalar altında geceye karışacağım Sesimi duyuramacağım gidenlere Bir kavanoza sıkışıp anlamsızca yaşayacağım Topraktan ölü yapraklar toplayarak Kışa meydan okuyacağım soğuklara vedalara Aldanmadan gözümden düşen yaşlara Kuş sürüsüne kapılıp bir uçurumda onlara da veda edeceğim Kemal Ercek
Sayfa 78
Sonsuzluk Muamması
İstanbul kıyılarını aşmıştı o gün Sonsuzluğa Zarif bir inci seyre daldı onu Geçen günkü gibi Şimal yıldızı rüyasında görmüştü sanırsam mavinin düşünü Nilüfer ne güzel çiçekti o gün burnunda. Ve gelgitleri olan bir denizdi sabah yıldızı O günün nezdinde parmak uçlarına varan bir muhayyeldi Muhayyeli içtima eden gözlerindi.
Sayfa 142 - Hemera YayınlarıKitabı okudu
lngiltere'de, Türk ordusunun zafer kazanması şöyle dursun, direnme gücü bile kalmadığına inanılmaktadır.
CumhuriyetKitabı okudu
Reişt Galip' in nutku
Milli hudutları iklimler aşırı yerlere kadar zafer içinde genişlettiler ve dahiler çıktılar, bozulan devlet nizamını düzelttiler, hükümet ve vakitsiz yok oluştan kurtardılar. Fakat onların, o sultan ve vezirlerin hepsi gördükleri işlerle o kadar mağrur oldular ki artık kendilerini efradı milletten (milletin bir ferdi olmaktan) saymayı kendileri için bir zul, bir hakaret addettiler. Hizmetlerinin mükafatı milletin kemikleri ile kurulmuş, kanları ile sıvanmış saraylarda, konaklarda, kaşanelerde yerleşmeyi tercih ettiler. Bu kanlı kemik yığınları üzerinden milletlerine hakaretle baktılar.
Sayfa 201Kitabı okudu
Reklam
57 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.