Düşünün bir, konuşup durduğumuz şeyler arasında ruhumuzu ilgilendiren ne var? Sadece önümüze konanı konuşmayı bırakıp sadra şifa olacak gerçek ruh gündemimizi aramalıyız Üstümüze boca edileni didiklemeyi değil, sükunet içinde keşfedilmeyi bekleyen bir hayatın sırrıyla kafalarımızı yormayı denemeliyiz. Bizi yeniden kendimizle buluşturacak, hayatın tabiatına, özüne hakikatine döndürecek şey bu değil midir?
Fazlası var eksiği yok!
Şimdi kendi kalbinin yerini unutanlarda çölleşen zihinlerimize şifa arıyoruz. Berat peşindeyiz ama çile istemiyoruz. Hikmet peşindeyiz ama hakikat aramıyoruz. Her şeyin bu kadar bollaştığı bir zamanda insanlığın bu kadar azalmış olmasından daha tabii ne olabilir bu durumda.
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
Wala sadece kadın dudaktan öpülür
Yukarıdaki beyitten de anlaşılacağı üzere Osmanlı kültüründeki sakinin görevi içki dağıtmakla sınırlı değildir. Onun mutlaka bir veya birkaç erkek âşığı vardır. O âşıklar sakiyi öpüp kullanmak peşindedirler. Sakiye yönelik bu türlü övgüler; erkek erkeğe ilişkinin meşrulaştırıldığı, hatta saki üstünden kutsandığı bir ahlak sisteminin gös- tergesidir.Sakilerin sevilen, öpülen ve kullanılan oğlanlar olduğunu kabul etmek istemeyen akademisyenlere en açık cevabı Divan Edebiya- tı'nın doruklarından birisi olan şair Bakî veriyor. İmparatorluk kültürünü şiirlerine yerleştiren ozan, şu beytinde sakilerin içki meclisinde dudağından öpüldüğünü ortaya koyuyor: "Bade hayli alındı meclisde Öpdiler sakiyi dudağından" II. Mahmut döneminin şairi ve seçkinler kesiminin akıl hocası Aynî, Sakiname'de, sakinin 13-14 yaşında olması gerektiğini belir- tiyor: "Ola saki edib ü sahib-esrar Melek-hû mah-sima mihr-ruhsar Kız oğlan kız ola ziyy-i püserde Bir eşi olmaya cins-i beşerde Açık meşreb şeker leb tatlu dillü On üç on dört yaşında meh misillü"
Sayfa 214 - KaynakKitabı okudu
Mahatma Gandi ...
İki isim de Boer'deki savaşa, daha doğrusu katliama katılmıştı Birincisi Morning Post için çalışan genç bir savaş muhabiriydi. Bir süre Boerler'e esir düşmüştü. Pretoria'dan kaçarak Boerlerle savaşan ingiliz kuvvetlerine katılmayı başarmıştı. Bu firar onu milli bir kah- raman haline getirdi. Kısa sürede fenomen oldu. 1900 yılında ailece vakın oldukları Muhafazakâr Parti'den Ingiltere Meclisi'ne seçildi. Birinci Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Boğazı'nı deniz harekâtıy- la geçmeyi teklif eden kişi işte bu genç gazeteciydi. İsmi mi? Wins- fon Churchill! İkinci sima ise o dönemde Güney Afrika'da bulunan ve buradaki Hintliler'in vatandaşlık hakları için de mücadele eder bir aktivistti. Hintliler'in istediği hakları alabilmesi için İngilizler yakın gidiyordu. Ileriki yıllarda herkes onu şiddet karşıtı bir pas direnişçi olarak tanıyacaktı ama o, başçavuş rütbesiyle İngiltere sa larında bu katliama katılmıştı. İIsmi mi? Mohandas Karamçand ve şöyle söyleyeyim, Mahatma Gandhi!
Sayfa 109Kitabı okudu
Aynanın hakikati
Kendi suretini, benliğinin kalın abasından sıyırmış Veysel Karanî, aynaya baktığında sadece bir HÂLIK'ın mahlûkunu görüyordu. Ve bir REZZAK’ın merzukunu. Bir MÂLİK'in memlûkünü. Bir HAYY'ın meyyitini. Bir GANİYY'in fakirini. Bir BÂKİ'nin fanisini. Bir KAVİ'nin zayıfını. Bir ŞÂFİ'nin türlü türlü marazlara müptela şifa bekleyen hastasını görüyordu. İşte insan aynaya baktığında kendini böyle görmeli.
Yalnızlık şiiri
Yalnızlıklar Efendisi Ben yalnızlığın efendisi Geceyi saran benim kara serçemdir Kadiredir bahçelerim gecenin gecesinde Ben yalnızlığın efendisi Ölüdür kiraz bahçeleri Anca dikerler bu bahçeye Ben öldükten sonra bir kiraz bahçesi Ben yalnızlığın efendisi Sarhoşlarım vardır Birbirindendirler yalancı Çocuklarım vardır Üstlerinde kara gelinlik Işıklar söndü mü? Şehirlerine bitiverirler Hele griden maviye gözleri yaşlı mı? Mehtaplarıma konuverirler Sabahleyin dağların çimenleri yaralı Kör bir kuş misali dinler semâ Dantellerim siyah, Banklarım yaralı,yalnız Ben yalnızlığın efendisi... (Serenay Özkan)
Serenay Özkan,Viata
Reklam
173 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.