Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne var ki Batı'da tüccar ve özellikle sermayeci uzun bir gelişme sonunda yine de ayrı bir sınıf olarak belirme şansını elde etmiş; hatta kendilerinden pek de hoşlanmayan devlet ve kilise karşısında yerine göre dik başlı bir topluluk halinde mevki alabilmiştir. Bizde ise, görünüşe bakılırsa, iş adamı diyebileceğimiz bir tabaka nüfûz ve iktidar sahiplerinin (ümerâ ve ulemânın) kâh kayırıcı, kâh kahredici davranışı karşısında ufala ufala istiklâline hiçbir zamanın kavuşamadan sinsi ve sığındı halini daha uzun zaman sürdürecektir.
Sayfa 260
Ortaçağ insanının nazarında eşya, taşıdığı emek ve zahmete göre değil, istihlâki sırasında tattıracağı hazza göre kıymetlenir; daha kısası, çalışma ve kazanmanın verdiği iş zevkinden ziyade harcama ve tüketmenin getireceği "ağız tadı" baskın çıkar. Onun içindir ki, el emeği asırlar geçtikçe en düşük değer seviyesine kadar alçalırken, istihlâk hevesi, hem de konak hayatına has ifratlarıyla (bol yaşama ve harcama, bol evlât ve ayal vs.) halk ruhiyatından, hiçbir zaman sökülüp atılamamıştır.
Sayfa 244
Reklam
Mesele şudur: Şarkta uzun zamandır rasyonel bir kâr ve teşebbüs zihniyetinin eksikliği, peşinden nasıl bir muvâzenesizliğe yol açmış ve bunun tarih ölçüsünde akisleri ne olmuştur? Evvelâ, muvâzenesizliğin şekli: Umûmîyetle istihlâkin istihsâle karşı ağır çekmesinden doğan müzmin bir nisbetsizlik.
Sayfa 244
16. ve 17. asırlarda kapitalist zihniyetin birbirinden ayrılmayan iki cephesini göz önüne getirelim: İstilâ hırsı ve kâr evesi! İkisi için de seçilecek yolların en cazip olanı şüphe yok ki denizdi.
Sayfa 177
Ortaçağ ahlâkı da her büyük ahlâk sistemi gibi insan yaşayışına şekil ve düzen vermek üzere alt alta sıralanmış normlardan kurulu homojen bir bütün manzarası gösterir. Dışarıdan bakınca ayrı ayrı unsurları mantıkî bir sıra içinde birbiri ile örülüp dokunmuş ve hepsi birden tam ve çelişkisiz bir ifade topluluğu içinde âhenkleştirilmiş bir bütün. Bu ahengi kuran ve yöneten ana fikir, devrin karakteri icabı, din ve ilahiyattır.
Sayfa 58
Kampanya: Atsız Affedilmelidir! Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
Reklam
Sabri F. Ülgener (Weber'in hem öğrencisi hem de muarızı) Weber'in Batı kapitalizminin kaynaklarını incelemede sergilediği dehaya rağmen, İslam'ı nasıl yanlış değerlendirdi­ğini ve serbest piyasa sistemiyle fıtri bağdaşıklığını nasıl küçümse­diğini ayrıntılı bir şekilde yazdı.
Sayfa 17 - Ufuk YayınlarıKitabı okudu
Weber bir yandaki bu düzenli yaşama tutkusu ile öbür yanda Protestanlığın (Luther kolu hariç) metodik-riyâzetçi kanadı olan kalvanizm ve onunla bir çizgide olmak üzere pürüanizm (kısmen Hollanda ve İngiltere ile Kuzey Amerika) arasındaki yakınlık üstünde durur.
Gerçekte iki ayrı dünya, Weber’e göre, yine de bir ortak çizgide buluşmuş sayılabilirdi.
Osmanlı ülkesi dahil bütün bir bölgenin kaderini tayin edecek olan önemli bir kayma ve değişme üstünde durmak istiyorduk: Dünya ticaret yollarının Akdenizi kaderi ile baş başa bırakıp Atlantik kıyılarına doğru yer. değiştirmeleri ve bunun zihniyet dünyamızda bıraktığı izler!
95 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.