Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tanrı eşeği yarattı ve ona dedi ki: “Sen güneşin doğuşundan batışınadek durmak, dinlenmek bilmeden çalışacaksın, sırtında ağır çuvallar taşıyacaksın ve zekâdan yoksun olarak 60 yıl yaşayacaksın. Eşek olacaksın!” Eşek 60 yılı çok uzun buldu. “Ben durmak bilmeden çalışmaya bu kadar uzun zaman nasıl katlanırım?” dedi. “Bana 20 yıl yeter.” Tanrı maymunu yarattı ve ona dedi ki: “Sen daldan dala atlayacaksın, saçma sapan şeyler yapacaksın, komik olacaksın ve 20 yıl yaşayacaksın.” Maymun da 20 yıl ömre itiraz etti. “Âlemin eğlencesi olmak için çok uzun bir zaman bu. Benim ömrüm 10 yıl olsun” dedi. Ve Tanrı insanı yarattı. Dedi ki: “Sen insan olacaksın, Bu gezegenin yegâne akıllı yaratığı olacaksın. Aklınla hayvanları yöneteceksin. Dünyaya egemen olacak ve 20 yıl yaşayacaksın!” İnsan açgözlüydü. 20 yıl ömrü az buldu. Zekâsına da pek güveniyordu. İtiraz etmekle kalmadı, Tanrı'ya yol yöntem de gösterdi. “20 yıl bana çok az. Sen en iyisi eşeğin ve maymunun istemediği yılları da bana ver” dedi. İşte bu yüzdendir; insan 20 yıl insan gibi yaşar. Sonra 40 yıl eşek gibi çalışır. Son 10 yılında da torun torbanın maskarası, yani maymunu olur.
Bir insana tavsiyeler...
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. 3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin. 4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak. 5. Gül. Sana yakışıyor. 6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak
Sayfa 261Kitabı okudu
Reklam
Kırk sayısının gizemi nereden geliyor? Hemen hemen bütün kültürler sayılarla ilgilenmiş, hatta sayıların yaşamdaki rollerini biraz da abartmişlardır. Filozoflar da her şeyi sayı ite açıklamaya çalışmışlar, sayıların gizli, ahlaki ve sembolik güçleri olduğunu, alemin bile belirii sayısal ilişkilere göre yaratıldığını ileri sürmüşlerdir. ‘ 1 ’
Sayfa 17 - AykırıKitabı okuyor
2022'de kitap alışverişi yapıyorum
“Üç yüz... üç yüz,” diye fısıldadı. “On bir... on iki... on üç ve sonra. On altı — beş yıl! Varsayalım, yüzde dört — 12, beşle çarp eşittir 60, bu 60’a... varsayalım, beş yıl sonra — dört yüz olacak. Evet! İşte... Belki, yüzde sekiz ila on zam alır. Yani beş yüz, varsayalım, beş yüz bin, en azından, muhtemelen böyle; faizi de kâr, hmm...”
Sayfa 74 - Notos Yayınları - Dostoyevski, Çam Ağacı ve Düğün - Çeviren: Sabri GürsesKitabı okudu
Dert etmeme yolları:
1. Rahat ve Ilımlı İnsanların Çok Başarılı Olamayacakları Düşüncesini Bırakın; 2. Sevgi Kapasitenizi Geliştirin; 3. Unutmayın: Öldüğünüz Zaman, Yapılacak İşler Listeniz Hâlâ Dolu Olacaktır; 4. Kimsenin Sözünü Kesmeyin; Cümlesini Siz Bitirmeyin; 5. Birisine Bir İyilik Yapın... Ve Kimseye Bundan Bahsetmeyin; 6. Bırakın İlgiyi Başkaları Toplasın; 7.
İnsana Tavsiyeler..
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. 3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin. 4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak. 5. Gül. Sana yakışıyor. 6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak sadece. 7.
Sayfa 261Kitabı okudu
Reklam
DOĞDULAR ÇEKTİLER ÖLDÜLER Okumaya, öğrenmeye meraklı bir kral, ülkesindeki tüm bilginleri toplayarak onlardan, dünya ve insanlığın tarihini yazmalarını istedi. Bilginler hemen yola koyuldular. Aradan 10 yıl geçtikten sonra kralın huzuruna 6 katır yüklü kitapla çıktılar. Hükümdar: “Altı katır yükü kitabı okuyacak zamanım kalmadı. Şunu biraz kısaltın,” dedi. Bilginler gittiler ve 5 yıl sonra 2 katır yüküne indirerek geldiler. Fakat kral bu arada 60 yaşınıgeçmiş gözleri biraz zayıflamıştı. Bilginlere: “Ben bunu da okuyamam, gidin biraz daha kısaltın,” dedi. Bilginler 2 yıl sonra bu defa bir katır yükü kitapla geldiler. Fakat padişah: “Zamanım çok azaldı. Onu da okuyamam, ama insanlığın tarihini de çok merak ediyorum. Lütfen gidin ve biraz daha kısaltın,”dedi. Bilginler gittiler ve bir süre sonra bir eşeğe yükledikleri bir tek cilt kitapla geri döndüler. Fakat iyice yaşlanan kral bunu da gözüne kestiremedi ve onlara: “Çok uğraştınız, çok yoruldunuz. Ama benim bir cilt kitabı okuyacak tahammülüm kalmadı. Fakat insanlığın tarihini de öğrenmeden ölmek istemiyorum. Biriniz bana bu kadar çalışmadan sonra ağızdan özetleyiverseniz hiç olmazsa.” Bilginlerin en bilgini hükümdarın kulağına eğildi ve: “Doğdular, Çektiler ve Öldüler” diyerek, insanlığın bütün tarihini özetleyiverdi.
Aşkları on sekiz yaşın heyecanı ve duygusal yaşayan 76 yaşındaki Gelin ile 79 yaşındaki damadın nişanında Keşke siz de olsaydınız. 60 yıl önce bittiği sandığı bir aşk öyküsünün 60 yıl sonra kaldığı yerden nasıl filizlenme sizde Tanık olacaktınız.
Aziz Nesin'in bazı vecizeleri
Türkiye'de hiçbir yazar onun gibi gündemde kalmadı. Aziz her fırsat­ta günün adamı olmasını bildi. Günün birinde "Türk halkı aptal ve enayi­dir. Yüzde 60'ı aptaldır. Bu tüm Türkiye aptaldır demek değildir" dedi ve kıyametler koptu. Onun ardından da şöyle dedi "Türk insanının aptallığın­dan ve tembelliğinden söz ederken nezaketen sahtekârlığından bahsetmemiştim. Biz aynı zamanda sahtekâr milletiz." Bu da yetmedi, bir süre sonra da şöyle dedi "Daha önce Türklerin % 60''ı aptaldır demiştim, Kürtlerin de % 80'i aptaldır. Devlet kuramazlar." Daha ne vecizeler söylemedi ki, işte birkaç örnek: "Toplum olarak zekâmız kıt. Geçen 300 yıl boyunca sadece özel dersane, dolmuş ve gecekonduyu bulmuşuz. Bu ayıbı taşıyor, utanıyorum." "Türk halkının en büyük icadı yoğurta su katıp ayran yapmaktır." "Hezarfen Ahmet Çelebinin Galata kulesinde uçtuğu yalandır, adam düşmüştür." "Türkiye, dünyanın en kötü Anayasasını yapan ve ona kefil olan adama oy verdi.” "Uygarlık haritası olsa orada yerimiz yok. Uygar ülkelerin tarihinde yüzlerce bilim adamı var, bizde bin yıllardan beri yok." "Ben Türk insanını sevmiyorum, kendi halkımı sevmiyorum, ama o sevmediğim halkın ayrılmaz bir parçasıyım.” "Biz herşeyi maymun gibi dışarıya bakarak, bazen da zorlanarak aldık."
Sayfa 188Kitabı okudu
654 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.