Oğuz Atay yaşadığı süre boyunca hiçbir zaman bir söylem kurucu olmadı; tamamlamış olduğu yapıtlarında hep iktidarın söylemiyle, hatta muhalefetin bile dayattığı alternatif iktidar söylemleriyle uğraştı. Bir yanı Cumhuriyet'in Aydınlanmacı geleneğini sahiplenmek isterken diğer yanı, içinde bulunduğu akademinin, sol çevrelerin, aydın ve sanatçı çevrelerin yozlaşmışlığını gördü.