Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir Deli Kadının Hatıra Defteri
Beni sevmeniz için bir sebep yok; herhangi bir dine inanmıyorum mesela. Hiçbir türbeye, hiçbir mezara, hiçbir anıta gitmedim ve gitmeyeceğim ömrüm boyunca. Bayraklar, devletler ve sınırlar da umurumda değil; herhangi bir ırka, milliyete ait hissetmiyorum kendimi. Benden nefret edebilirsiniz, hakkınızdır! Bir çok kez soruşturma geçirmiş
Sayfa 86 - Kerasus Kitap
Atatürk, kendisine Kemal lakabını ve­ren kişinin matematik öğretmeni olduğunu söylemiştir: "Bir gün bana dedi ki 'oğlum, senin de ismin Mustafa benim de. Bu böyle olmayacak. Arada bir fark olmalı. Bundan sonra adın Mustafa Kemal olsun...' O zamandan beri ismim filhakika 'Mustafa Ke­mal' kaldı."
Sayfa 62 - Bağlam YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Atatürk ve İzmir
"Bilir misin çocuk dedi. 1905 yılının Şubat ayıydı. Ali ve Müfit ile beraber bizi Şam'a sürmüşlerdi. İstanbul'dan kalkan Nemse vapuruna binip Beyrut'a gitmek üzere yola çıkmıştık. Vapur yolcu almak üzere Punto'da (Alsancak - İzmir) mola verdi. Biz de vapurdan inip bir atlı araba tuttuk. İzmir'i ilk görüşüm o senedir. Arabayla şöyle sahil boyunca dolaştık. Hatta bir ara Pasaportta bir lokantaya oturmaya niyet ettik ancak vapuru kaçırırız diye cesaret edemedik. O zaman güzel İzmir'in en güzel yerleri hep yabancıların elindeydi. Ne mutluyum ki İzmir'i yeniden Türk kılmak bana nasip oldu. Kız kardeşi Selanik'i kaybettik ama İzmir bizim oldu."
Mustafa Kemal - Cemal Paşa arasında geçen konuşma
Bir gün Halep şehrinde Cemal Paşa ile hasbıhal ediyordum. Benim bütün fikirlerime iştirak etti: “Ne yapmak lazımdır,” dedi. “Hiçbir şey yapamazsanız hiç olmazda istifa ediniz,” dedim. Karşımdaki gözyaşlarıyla teyit ettiğini, fikir ve hislerime iştirak ettikten sonra, bana dedi ki: “Yapamam, çünkü kendim ve çok sevdiğim evlatlarım için dayanabilemeyeceğim bir şey yoktur.” Hatırladığıma göre şu cevabı verdim: “Efendim, bahis mevzuu mesele koca bir Türk milletinin ölüm kalımıdır. Mahvolan budur ve buna emin olduğunuzu gözyaşlarınızla izhar ediyorsunuz. Bu ölüm kalım manzarası karşısında şahsi endişelere düşülmemek lazımdır.”
Sayfa 35 - AtatürkKitabı okudu
Veliaht Vahdettin - Atatürk arasındaki konuşma
“Henüz padişah değilsiniz, fakat Almanya’da gördünüz ki, imparator, veliaht ve prensler hepsi bir iş üzerindedir. Neden siz bütün işlerden uzak kalasınız?” “Ne yapabilirim?” diye sordu. “İstanbul’a gider gitmez bir ordu kumandanlığı isteyiniz, ben sizin Erkân-ı Harbiye reisiniz olurum.” “Hangi ordunun kumandanlığını?” “Beşinci Ordu kumandanlığını!” Bu numaradaki ordu Liman Von Sanders’in emrinde bulunan veya bulunmak lazım gelen ve Boğaz’ı müdafaa edecek ordu idi. Vahidüddin: “ Bu kumandanlığı bana vermezler!” dedi. “Siz isteyiniz,” dedim. “İstanbul’a gittiğim zaman düşünürüz,” cevabını verdi. Bu beni ümitsizliğe düşürücü bir cevaptı.
Sayfa 62 - AtatürkKitabı okudu
Atatürk'ten Liman Von Sanders'e ders
Bir ara ne olduysa Atatürk birdenbire anlatmaya başladı: "Benim askerim, dünyanın hiçbir neferine benzemez, size daha önce anlattım mı bilemiyorum ama yine anlatayım. Savaştayız, Yıldırım Orduları Komutanlığı görevindeyim. Otto Liman Von Sanders'in bizim orduyu da teftiş edeceği haberi geldi. Teftiş sırasında, askerler arasında çok zayıf,
Sayfa 152 - İstek Yayınları
Reklam
Kahramanımızın Uzayda, Kendisi İle Sınavı
Yüzlük kâğıt paranın ön yüzünde ki hafif gülümseyen Atatürk, ciddiyete bürünerek bana baktı, kulaklarından en kılcal damarlarıma kadar işleyen bir ses tonuyla: “Ey Türk titre ve kendine dön!’’ dedi.
Sayfa 27 - Gece YayınlarıKitabı okudu
304 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.