"Benim dünya seyehatim artık fazla uzamayacak, vasıl olacağım yerde kendimden bahsedecek bir ruh bulmak isterdim."
"Çünkü İstiklâl Harbi'nde çektiklerimizi çekmek,ihtiyari bir şehadete atılmak için en evvel kendimiz kendimize inanmaya muhtaçtık."
"Yüz bin insan mucize gibi vücutlarından, vücutlarının bin bir alakasından çözülmüş,bir oluvermişlerdi."
" 'Ah mösyö, İngiltereye kendimizi muhakkak affettireceğiz.'
'İngilizler aflarını talep edenlere versinler.' Söyleyen Ayşe'ydi. 'İngilizler aflarını talep edenlere versinler mösyö, affı zalimler değil,mazlumlar verir. Çanakkale'de dönüşürken ne asi ne esirdik. Namuslu bir millet gibi dövüştük, öldük, öldürdük. Ne zamandan beri ve hangi milletle harp edilir de mağlup olunduğu zaman ona katil denilir?'
'İngiliz kanıyla Türk kanı bir mi madam?'
'Mikroskop altında İngiliz kanını görmedim. Rengi bizimki kadar kırmızı mı yoksa mavi mi, bilmiyorum. Fakat Türk kanı ateş gibi sıcak ve kırmızıdır.' "
"Hayat masalıma bakıyorum da hikâyeden ziyade bir operaya benziyor. Mütemadiyen ayakta ve dekor içinde, mütemadiyen el ve kol sallayarak konuşuyor, bağrışıyor, mütemadiyen öteye beriye düşüp ölüyoruz. İşte, perde arası."
"Benimle hakiki hayat arasında kalın bir perde var ve o perdenin arkasında onlar."
"Artık harp yalnız kumanda değildir. Kuvvetin,hissiselimin kendi kendine yürüyüşüdür."