Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
Sayfa 334 - Ötüken
“İçimde gizli bir korku, bir ürperti ile okuyorum bu türküyü. Bu türkü ile aşkını açıklıyorum diye sakın şaşırma, cüretimi de bağışla. Bir tüfek nasıl barutla dolarsa, ben de öyle cesaretle dolduruldum.”
Sayfa 333Kitabı okudu
Reklam
Bakmaklar
Donyağından yapılmış sabunların ürkütüp sindirdiği gözlerim vardı - ağır - ağır yani çoraplı ve sürgün doğmanın taşınmaz kıldığı. Ben şenlikçisiydim pıhtı kanın keten helvacılardan, bileycilerden rugan çizme giyilen çağlardan geçerdim barutun ve susamanın güzelliğiyle tek yatmanın akmayan yüzüyle geçerdim. Oraya, göğsüme iliklediğim hayvanı
BEGİMAY İçimde gizli bir korku ile okuyorum bu türküyü. Bu türkü ile aşkımı açıklıyorum diye beni affedin. Tıpkı bir tüfeğin barutla doldurulması gibi ben de cesaretle dolduruldum. Hep özgürdüm şölenlerde ama balımı bir arı gibi damla damla biriktirip bugün için sakladım. Vaktim gelince açmak için tıpkı gonca gibi bekledim ve şimdi vakti geldi...
Geri110
104 öğeden 101 ile 104 arasındakiler gösteriliyor.