Şems, Mevlâna'ya "Sen nasıl oldu da buna akıl erdiremedin. Yalancılar kahvesi işte burası ya... Bak şu mezar şahın mezarıdır. Sağlığında dünyaya sığmıyordu bu adam; her yer, her şey benim diyordu. Şimdi bir avuç toprak! Yalancı değilmiymiş bu?! Şu mezarda bir zengin mezarıdır. O da malıyla mülküyle övünüyordu. Şu, şu, şu... Bunların hepsi yalancı ve işte burası yalancılar kahvesi..."