Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1839 doğumlu Ali Rıza Efendi, 1857 doğumlu Zübeyde Hanımla 1871 yılında evlendi. Altı çocukları oldu: Fatma (1872-1875), Ahmet (1874-1883), Ömer (1875-1883), Mustafa (Kemal Atatürk, 1881-1938), Makbule Boysan Atadan (1885-1966) ve Naciye (1889-1901) Kardeşlerden Fatma dört, Ahmet dokuz, Ömer sekiz yaş­larında, o senelerde Rumeliyi kasıp kavuran salgın kuşpalazı (difteri) hastalığından çocuk yaşlarında ölmüşlerdi. En küçükleri Naciye on iki yaşında gözlerini kapadı. ATATÜRK, Selânik Askerî Rüştiyesinden (Ortaokulundan) başlıyarak ikisi de son nefeslerine kadar gerçek dost kalmış Fuat Bulca’ya bir gün şöyle demişti: "-Kardeşlerim arasında en sevdiğim Naciye’ydi. Çocuk yaşının üstünde hisli, duygulu ve öğren­meye meraklıydı. Ben Harbiyeye giderken kitaplarımı iste­mişti. Annemden onu okutmasını istemiştim. Ne ablam Fatma’yı, ne ağabeylerim Ahmet ve Ömer’i hatırlıyamıyorum. Son ikisi aynı yıl, 1883’de ben iki yaşında iken ölmüşler. Na­ciye, annem gibi sarışın, mavi gözlü, duru beyaz tenli idi. Ti­pik bir Yörük kızıydı. Makbule’ye hiç benzemezdi."
"Şimdi, seni gömleğini çıkardığın sırada izlerken kaçırdığım ayrıntılar. Hareketlerinin ağır olmasına rağmen kaçırdıklarım. Çıplak bir vücudun her düğmenin açılmasıyla birlikte adım adım belirginleşen, nabız atışları gibi canlanan çizgileri. Sadece birkaç parmağını kullanarak kendini soyman. O parmaklara duyduğum kıskançlık. Bütün düğmeler çözüldükten sonra, gömleği çıkarmak için kollarını bir an için hafiften iki yana açtığında, o çarmıha geriliş görüntün..." "İndiren, sen olmak ister miydin?" "Anlamadım..." "Beni çarmıhtan indiren, sen olmak ister miydin?" "Evet, isterdim. Çok isterdim." "Neden?" "Çünkü sen, henüz ölmemiş olurdun, ve başındaki dikenlerden yapılma taç yüzünden alnından sızan kanlar, dudaklarımı nemlendirirdi. Ve sonra, ellerindeki çivileri çıkardığımda, bitkin başını başıma dayardın. Ölmemek için onca çabandan fışkıran ter, benim senin bedeninde çarmıha gerilmek için onca uğraşmamdan ötürü sızan tere karışırdı. Ve son anlarında, bütün bedenimle sende çarmıha gerilirken, Golgotha’ya uzanan o yol boyunca neden bütün acıları tek başına taşıdığını sorardım sana. Sende idam edilmem için neden onca zaman beklemek zorunda kaldığımı sorardım..."
Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
L. Durrell
"Bir kent, orada sevdiğiniz biri varsa, bir evrendir."
Can YayınlarıKitabı okudu
"Gerçeği değiştiremeyiz, öyleyse gerçeğe bakan gözleri değiştirelim."
Can YayınlarıKitabı okudu
"En yoğun düşlenen yaşam, en gerçek yaşam değil midir?"
Can YayınlarıKitabı okudu
‘Seni herhalde yaşamak kadar seviyorum, ya da yaşamayı ancak senmişçesine sevebilirim...’
Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bunların dışında cumhuriyet tarihi yalanlarına sıkça başvu­ran belli başlı yazarlar şunlardır: • Burhan Bozgeyik, “Çerkez Ethem” ve "Mustafa Kemal'e Karşı Çıkanlar”. • Cemal Kutay, "Çerkez Ethem Hadisesi”, • Ahmet Kabaklı, "Temellerin Duruşması” • Haşan Hüseyin Ceylan, "Din Devlet İlişkileri”, (3 cilt). • Mustafa Müftüoğlu, "Yalan Söyleyen Tarih Utansın” (10 cilt). • Nihal Atsız,"Türk Ülküsü” ve “Dalkavuklar Gecesi” • Vehbi Vakkasoğlu, "Son Bozgun” ve "Bu Vatanı Terk Eden­ler”. • Mustafa Armağan, "Yakın Tarih Küller Altında” (3 cilt) • Sevan Nişanyan, "Yanlış Cumhuriyet” • Emre Aköz, "yazılarında” • Prof. Mümtazer Türköne, "yazılarında” • Ayşe Hür, "yazılarında” • Prof. Murat Belge, "yazılarında” • Engin Ardıç, "yazılarında” Ayrıca, Prof. Mete Tunçay, Dr. İsmail Beşikçi, Prof. Eric Jan Zürcher, Prof. Vamık Volkan, Prof. Şerif Mardin, Prof. Baskın Oran gibi akademisyenler de kitaplarında ve yazılarında ara sıra cumhuriyet tarihi yalanlarına başvurmuşlardır.
“Eğer ülke adına gerçekten bir şeyleri değiştirmek istiyorsanız, bu ülkenin daha iyi yarınlarına içtenlikle katkıda bulunmak dileğindeyseniz, o zaman yalnızca birkaç şeyi değil, fakat her şeyi yeniden değerlendirmek ve hep bilgiyle beslemek zorunda olduğunuz akıl süzgecinizden geçirmek zorundasınız.”
Sayfa 79 - Kaf YayıncılıkKitabı okudu
“Yeni bir binyılın eşiğinde bulunduğumuz şu sıralarda Türk siyasi yaşamında dinin neredeyse herkesçe nasıl kötüye kullanıldığını görebilmek, ülkemizde iktidar tutkusunun gözleri kimi zaman Cumhuriyetin tehlikeye girmesine bile aldırmayacak kadar döndürdüğünü anlamak için fazlasıyla yeterlidir.”
Sayfa 77 - Kaf YayıncılıkKitabı okudu
“Laiklik ilkesi, düşünce ile inancın yerlerinin birbiriyle karıştırılmamasını sağlayan bir ilkedir.”
Sayfa 76 - Kaf YayıncılıkKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.