Suçsuz insanların ve çocukların katili olmaktan çekinmeyen soyların kuruduğu, zulüm sistemlerinin yere battığı o gün, şair, kesilmiş soluğuna yeniden kavuşacak ve o solukta Tanrı sevgisinin gülü yeniden açılacaktır.
Bugünden o güne selâm.
Âhiret gibi olan o güne selâm.
Âhiret kadar yüce o güne selâm.
Diriliş Gününe selâm.
Hepimiz yola çölde bir yerde kaybolmuş bir kemik yığını, kumun altında yatan dağınık bir iskelet olarak başlarız. Bizim işimiz geçmişi yeniden gün yüzüne çıkartmaktır. Ancak gölgeler yerli yerinde olduğunda en iyi şekilde gerçekleştirilebilen, zahmetli bir süreçtir bu, çünkü uzun uzun bakmayı gerektirir. La Loba bize neye bakmamız gerektiğini gösterir - tahrip edilemeyen hayat kuvvetine, kemiklere bakmamız gerektiğim öğretir.
La Loba'mn yaptığı işin un-cuento milagro’yu [mucizevi bir öyküyü] temsil etmek olduğu düşünülebilir. Fakat işi, bize ruh için nelerin yolunda gidebileceğini göstermektir. Bu, Vahşi Kadm’a giden altdün-ya bağlantısı üzerine kurulu bir diriliş öyküsüdür. Eğer doğru şarkıyı söylersek, vahşi ruhun psişik kalıntılarını hatırlayabileceğimiz! ve onu şarkılarla tekrar canlandırabileceğimizi vaat eder.
İçindeki şeytanın sesi ona şöyle diyordu: "Daha iyi olmayı, yetkinleşmeyi birkaç kez denedin ama beceremedin. Ne diye yeni bir denemeye girişiyorsun? Hem zaten yalnız sen böyle değilsin ki; herkes senin gibi. Hayat böyle!"
Bizce şair Diriliş Günü adamıdır. İsrafil'in ve Cebrail'in adamı. Öleyazan insan ruhu dirildiği gün, o da gerçeğiyle geri dönmüş olacaktır. Ama, biz diyoruz ki, o günü beklemesin. O günden önce gelmeye baksın. Ve böylece, o günün, diriliş gününün gelmesinde de en büyük pay sahiplerinden biri olsun.
Nehludov, "Buridan'ın Eşeği* gibiyim," diye kendi kendiyle alay ediyordu.
*Önüne iki demet ot konulan, ama hangisinden başlayacağına karar veremeyerek açlıktan ölen eşek.