“Hasan Hüseyin annesine ilişkin şunları anlatır: "Dindar değildir anam. Dinsiz de değildir... Beni sever ve tanrısızlığımı hoşgörür. Okumamıştır; ama bilgisiz değildir. Yirmi saatini çalışarak geçirir gününün sınıfının tipik örneğidir.
...
Çok çekti anam benim, çook! Bir gün, savcılıkta sormuşlar: - Hasan Hüseyin'i sen mi doğurdun, iyi biliyor musun? Şaşırmış zavallı kadın: - Ben doğurdum, demiş, ya kim doğuracaktı! Üstelemişler: - Sizin soyunuzda Ermeni ya da Rum... filan var mı? Kızarmış anacım, sararmış... Yoo-ooo! diyebilmiş. Sonraları sormuştu bana: - Neden böyle dediler ki Üseynim?"
İzmir'de yaşayan değerli kitap dostum @kitap_kokan_ev 'in paylaşımından denk geldiğim Zülfü Livaneli'nin Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm kitabında şöyle bir diyalog geçermiş:
Eski Bakan: "Siz bu vatanı hiç sevmediniz!"
Siyasal Sürgün: "Biz sizi sevmedik! Siz kendinizi vatan yerine koydunuz, biz de sizi sevmedik."
Bu vatanı benim kadar seven Rum, Ermeni, Kürt ve daha sayamadığım nice ötekileştirici sıfatlara (ki bunları bizleri daha kolay sömürebilmek için egemen güçler bilinçli bir şekilde kullanırlar) sahip arkadaşlara ve sevgi ve dostlukla.
Ayrıca Kurtuluş Savaşımız sürecinde Yunan Ordusu mensubu olarak ülkemize elinde tüfekle gelip, bizleri öldürmeyi reddeten ve bunun için kendileri kurşuna dizilen Yunan'lı Komünistlerin aziz hatıralarına saygıyla.