Şeyh-i San'an hikayesi
"Meğer beni bu geceyi yaşamak için yaratmışlar. Ya Rab! Bu gece sabah olmayacak mı? Feleğin mumu bir daha tutuşmayacak mı? Ya Rab! Bu gecenin kaçıncı alameti? Yoksa bu gece kıyamet gecesi midir? Yoksa ahımdan feleğin mumu mu söndü? Yoksa sevgilimden utanıp perdelerin ardına mı gizlendi? Gece onun saçları gibi uzun ve siyahtır, böyle olmasa onun yüzünün hasretinden yüzlerce kez ölmüştüm ben. Bu gece aşkın sevdasından yanıyorum ve sevginin hamlesine karşı koyacak gücüm yok."
Şeyh-i San'an hikayesi
"Ya Rab! Bu gecenin gündüzü yok mu? Yoksa felek mumunun ışığı da mı yok?"
Reklam
Şeyh-i San'an hikayesi
"Perişan olmuş aşığa söz tesir eder mi? Dermanı bile yakan dert, derman olur mu?"
"Can, canana feda edilmek için vardır, eğer bir anlığına olsun canını feda edersen, canan senin olur. Ab-ı hayat istiyorsun lakin canını da seviyorsun. Bu yüzden çek git, senin için ölmüş, dışın kalmış sadece."
Kendinden geçer de varlığından çıkarsan ruhunla, aklınla manâ yolunu bulursun. Akıl, seni manâlar âlemine götürdü mü Hızır da sana ab-ı hayat sunar.
Vayy.. Alıntımı kısaltamadım.. !!!
Feriduddin Attar, Mantıku't Tayr kitabında peygamberlik silsilesiyle at başı giden musibet silsilesini şöyle özetler: "Önce bir bak hele Adem'in başına neler geldi / Nice zamanlarca yasa mateme düştü / neler çekti neler / Sonra alemi tufana veren Nuh' a bak / binlerce yıl kafirlerden neler çekti neler / Sonra aşka düşen /
Sayfa 74 - Kemalat Tesellisi.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.