İşte zaman böyledir, her şey gider, ama o kalır. Her şey kalır, bir tek zaman gider. Ne kadar kolay, ne kadar sessiz sedasız gider zaman. Daha dün ne kadar emin, ne kadar neşeli, ne kadar güçlüydün..
Sayfa 81 - CanKitabı okudu
Öyle miydi acaba? Ona sarılıyor, saçlarını okşuyor, ağlıyordu ve kendisi de onun ıslak,
tuzlu gözlerini öpüyordu.
“Ok gibi dümdüz bir koridorda yürümek ne kadar garip, oysa yaşam, ne kadar dolaşık bir patikadır, vadiler, bataklıklar, dereler, bozkırın tozu, biçilmemiş ekin, yarıp geçersin, çevresinden dolaşırsın, oysa yazgı düz, dümdüz yürüyorsun, koridorlar, koridorlar, koridorlarda kapılar.”
Sayfa 851 - Can ModernKitabı okudu
"İnsanların tarihi, kötülüğü yenmek isteyen iyiliğin savaşı değildi. İnsanın tarihi, insanca olan şeylerin tohumunu ezip öğütmek isteyen büyük kötülüğün savaşıydı. Ama eğer insanın içindeki insanca şey hâlâ ölmemişse kötülük artık zafer kazanamayacak demektir."
Sayfa 566 - Can ModernKitabı okudu
İnsan, kendi yaşam duygusunu alıp götürür, onu hiç kimseyle paylaşmaz. Çocukluğundan yaşlılığına dek kendi dilsiz ve gizli bireysel yaşam duygusunda bir araya gelmiş olan iyi ve kötü, gülünç, sevimli, utanç verici, acınacak, çekinilecek, tatlı, ürkek, şaşırtıcı her şeyi bilincinde ve bilinçaltında toplamış olan insan mucizesi.
Sayfa 746 - Can YayınlarıKitabı okudu
Lenin'e dair'
Onun bütün yetenekleri, iradesi, ihtirası tek bir he defe kilitlenmişti: iktidarı ele geçirmek.
Bunun için her şeyi feda ederdi. iktidarı ele geçirmek uğruna Rusya'daki en kutsal şeyi, Rusya'nın özgürlüğünü kurban etti, özgürlüğü öldürdü. Bu, bir çocuk kadar aciz, deneyimsiz bir özgürlüktü. Bin yıllık kölelik ülkesinde doğan altı aylık bir bebek nereden deneyim kazanabilirdi?
