"Ben Kum şehrinden Hasan Sabbah'ım. Gurur duyabileceğim hiçbir şeyim yok, on yedi yaşımda din, felsefe, tarih ve gök cisimleri hakkında okunabilecek her şeyi okuyup bitirmiş olmaktan başka."
Kitaplarda yer almış bir öyküdür. Üç arkadaştan söz eder. Derler ki: Binli yılların başlarında çağı etkilemiş üç İranlı vardır: Dünyayı gözlemlemiş olan Ömer Hayyam, dünyaya hükmetmiş olan Nizamülmülk ve dünyayı titretmiş olan Hasan Sabbah.
"Kitaplarda bir efsane dolaşır.İçinde bulunduğumuz binyılın başına her biri kendince damgasını vurmuş üç İranlı arkadaştan söz eder bu efsane: Dünyayı gözlemleyen Ömer Hayyam, o dünyayı yöneten Nizamülmülk ve aynı dünyaya dehşet saçan Hasan Sabbah."
Hasan Sabbah hızla Vezir'in vazgeçilmez yardımcılarından biri oldu. Sahte satıcılardan, sahte dervişlerden, sahte hacılardan oluşan bir hafiye ordusu, muazzam bir istihbarat ağı kurmayı başardı...
Derler ki: Binli yılların başlarında çağı etkilemiş üç İranlı vardır: Dünyayı gözlemlemiş olan Ömer Hayyam, dünyaya hükmetmiş olan Nizamülmülk ve dünyayı titretmiş olan Hasan Sabbah.
"Ben Kum şehrinden Hasan Sabbah'ım. Gurur duyabileceğim hiçbir şeyim yok, on yedi yaşımda din, felsefe, tarih ve gök cisimleri hakkında okunabilecek her şeyi okuyup bitirmiş olmaktan başka."...
"Git burdan evlat !
Oku, dünyayı tanı.
Hiçbir şeyden korkma.
Her türlü önyargıdan uzak dur,
Hiçbir şeyi aşırı yüceltme gözünde.
Hor da görme.
Her şeyi araştır.
Cesur ol."
Kitaplarda bir efsane dolaşır . İçinde bulunduğumuz bin yılın başına her biri kendince damgasını vurmuş üç İranlı arkadaştan söz eder bu efsane : Dünyayı gözlemleyen Ömer Hayyam , o dünyayı yöneten Nizamülmülk ve aynı dünyaya dehşet saçan Hasan Sabbah .
Durmadan kurulup dağılan bu yerde,
Hiçbir dost arama.
Güvenilir bir sığınak, hiç!..
Bırak acı yüreğinde konaklasın,
Olmaza çare arama...
Kimse sana gülmeden sen acıya gülümse,
Yaşamana bak!