Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsan nerede olursa olsun bir kıyıya inmek ister; insan nerede olursa olsun, göl kenarlarına, ırmak boylarına ya da küçük bir çayın yamaçlarına doğru akar durur. Akar durur ve orada kendisini suların dalgalarına, suların taşkınlığına, suların durgunluğuna bırakır…
Hem yaralı hem yakını bir yaralının
“Yürüdüm benle birlik ağır bir halk yürüdü suya baktı ağırdı,güze düştü ağırdı,yola vurdu ağırdı Bir sabah dünya boşken kalkıp sordum kendime:neyin var taşınacak? şu kırık dal sesinden,şu tökezleyen ırmak gürültüsünden başka neyin var sen gidince aklı sende kalacak!”
Reklam
Yatağını Şaşıran Irmak
Ömrümü zaman ayıramayacağınız işlerle geçirdim. Dolayısıyla sizin önemsemediğiniz işler için de benim zamanım kalmadı.
Sayfa 18 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
"ZEM ZEM!": "DUR DUR!"
- "(...) Hacer annemiz, bakıyor ki, İsmail'in olduğu yerin üzerinde kuşlar var... Eyvah oğluma zara verecekler, diye koşarak geliyor, bir de ne görsün: İsmail'in ayaklarının altından çıkan ince bir pınar kumların arasında ışıldayıp kaynamakta... Aman diyor, bu su akıp, kaybolup gitmesin! "Zem zem!" diyor. Yâni "Dur dur!" Peygamber Efendimiz bir Hadîs-i Şerif'inde buyurmuştur ki: - "Eğer Hacer annemiz, suya "zem zem!" demeseydi, ırmak olup akacak idi."
Sayfa 256 - 250 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Hicret-, Zemzem'in Çıkışı, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
On yillik savas döneminden çikmis, egitimli nüfusunun çoğunu bu savaşlarda kaybetmiş ve yeni kurulmuş bir ülkenin zayıf kaynaklarına rağmen yurt disina ögrenci yollamistir. Bu dönemde sadece teknik dallar değil arkeoloji, filoloji ve hatta Bizans tetkikleri için de ögrenciler gönderildi. Jale Inan, Sahap Kocatopçu, Sadi Irmak, Akdes Nimet Kurat, Enver Ziya Karal, Sabahattin Ali, Sebahattin Eyüboglu.. Arkeoloji icin gidenlerden Ekrem Akurgal ve Hititolojinin babalarindan sayilan Sedat Alp önerli bilginter oldular.
Sayfa 322Kitabı okudu
Bir sabah dünya boşken kalkıp sordum kendime: neyin var taşınacak? şu kırık dal sesinden, şu tökezleyen ırmak gürültüsünden başka neyin var sen gidince aklı sende kalacak!
Reklam
Yürüme bandının üzerinde binlerce adım attıktan sonra aynı yerde olduğunu fark etmese de dinlenmeyi hak ediyor. Çıkarmayan yürüyüşlerin yorgunlugu, çıkılan yürüyüşlerden ağır. Yürümesi gereken yerler onu beklerken evinde oturamazdı. Bu yüzden bir ırmak gibi aktı ayağının altından yollar. Bir ırmak, dökülecek deniz bulamamış.
Sayfa 81
Yukarıdaki satırlarımda "Bizim ev" dedim farkına vardı isen sen hiç gelmemiş olsan da görmemiş olsan da evet burası bizim evimiz Hasan Ali'm. Seninle ikimizin evi. Bunca hatıranı sığdırdığım bu ev kimin evi olabilirdi ki zaten? Burası artık sığınacak bir liman oldu ikimize . Ağaçlar dalgakıranım, bu kerpiç duvarlar sağlam kalelerim oldu Bu ev o "dışardakilerden" ikimizi korudu. Seni hapsettim buraya Affedersin. Tesbihte hata ettim. Bir mahpusluktan başka bir pusluğa koydum seni. Aşk bir mahpusluk değildir. Aşk koskocaman bir hapishane olan dünyanın açık kalan tek kapısıdır. Kaçalım mı sevgilim o kapıdan? Hadi gel artık tut elimden.
Yükseğe çıkanın sözcükleri ne kadar da az!
Yaz güneşinin sokakları yorduğu günlerden birinde Bey, genç katiplerini Sur kentinin yakınında yüksek bir dağın eteğine götürdü. Tam dağın eteğine vardıklarında, içlerinden en dilbaz olan üç genci yanına çağırıp onlardan ilkini dağın ilk tepesine, ikincisini orta yerine, üçüncüsünü zirvesine gönderdi. Ve onlara, "Vardığınız yerden karşıya
Sayfa 152 - Dergâh Yayınları, 8. Baskı, Kasım 2021Kitabı okudu
394 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.