Ahlak, sanata yanlış yapar. Ondan çekindiği için, küçümsemeye yönelir. Yok sayar, iteler. Kopup gitmesini engellemeye çalışır. Tutamaz. Ahlak, sindirmektir. Sömürmektir. Aetik, ahlaksızlık değildir. Bireyin gerekli davranış modelini kendi kendisine bulmasından yanadır. Aetik, bu yazının yazılmasına, yazılmış olmasına bile karşıdır. Talimat yoktur. Tatbikat vardır. Beden yoktur: boyut vardır. Cemiyet yoktur: iç vardır. Kalp yoktur: kehanet vardır. Yaşama tutunmak, süregen bir cinnet anıdır. Kabullenen bunu sırtlar. Kabullenemeyen, adabıyla oturur. Her şeyden önce bir kere, şiir ahlaksızlıktır. Masum bir ihtiyaç sayılamaz. Ne diyor Nietzsche: 'Kendi alabileceğin bir hakkı, bırakmayacaksın sana vermelerine! ..'
“ İyi insanların bir şekilde korunduğuna inancım hiçbir zaman kaybetmedim. O yüzden belki saf olan tarafımı hep korumaya çalıştım. İnsanların iyi olduğuna inanışım, belki herkesin özünün başlangıçta iyi olduğuna ama sonradan yaşadıklarıyla, öğrendikleriyle başka bir insana dönüştüğünü düşünmemden geliyor. Ben hep birine kızdığımda ya da yargılamaya başladığımda onun 3-4 yaşındaki saf ve masum halini gözümün önüne getirmeye çalışırım. O küçük çocuk ister miydi kötü biri olmak, kalp kırmak?”
Ben hep birine kızdığımda ya da yargılamaya başladığımda onun 3-4 yaşındaki saf ve masum halini gözümün önüne getirmeye çalışırım. O küçük çocuk ister miydi kötü biri olmak, kalp kırmak?