Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
''Ben yoksul bir zavallıyım, sayın bayan. Ama bir paçavra değilim! Bu farkı pek iyi anlayamadınız. Bay de Renal'den paramla ilgili bir hususu gizleyecek olsam, bir uşaktan daha da alçak olurdum.''
Sayfa 44 - İlya Yayınları
''Sadece budalalar dünyaya kızarlar'' diye teselli etti kendisini.'' Taş, ağır olduğu sürece aşağıya düşer.'' Daima çocuk olarak mı kalacağım? Bu insanlara ruhumu sadece paraları karşılığında vermeye yönelik, mükemmel alışkanlığı ne zaman elde edeceğim? Eğer onların (ve böylece kendimin) saygısına erişmek istiyorsam, şunu anlamalarını sağlamalıyım: Zavallı biri olarak onların dünyevi mallarının kölesi olsam da, yüreğimle onların terbiyesiz kendini beğenmişliklerinin çok çok ötesinde, adeta bir tahtın üzerinde bulunuyorum. Onların aciz lütuf emarelerinden ya da küçümseyişlerinden, anlatılması olanaksız bir şekilde daha yüce bir konumdayım.''
Sayfa 78 - İlya Yayınları
Reklam
''Onun gözünde ikiyüzlülük ve katıksız bencillik, kendisini ileriye doğru götüren her adıma karşılık olarak ödediği bozuk para konumundaydı.''
Sayfa 82 - İlya Yayınları
''Aşk eşitlik doğurur, ama onu bulmaya çalışmaz.''
Sayfa 92 - İlya Yayınları
''Julian odasına girdiğinde, ilk düşüncesi şu olmuştu: ''Tanrım! Mutlu olmak ve sevilmek! Hepsi bundan mı ibaret yoksa?'' Bir insanın uzun süre hasret duyup da sonunda özlem duyduğu şeyi elde ettiğinde hissettiği, o şaşkınlık ve sinirlilik durumunu yaşıyordu. Hasret, insanın alışık olduğu bir durum olur da, birdenbire ortadan kalkarsa, bu boşluğu dolduracak olan anılar, henüz yeterli olgunluğa sahip değillerdir.''
Sayfa 96 - İlya Yayınları
Modern evliliğin tuhaf yan ürünleri vardır. Eğer evlilikten önce aşk mevcut ise, evlilik denen birlikteliğin sıkıcılığı içinde kesinlikle solup gider. Özellikle de çalışmak zorunda kalmayacak kadar zengin olan eşlerde, dingin evlilik mutluluğuna yönelik temel nitelikli antipati oluşur. Sevda ve aşkların içine balıklama dalmaktansa, bunların yanından geçip gidenler, sadece hayal gücünden yoksun olan kadınlardır.
Sayfa 165 - İlya Yayınları
Reklam
''Hayali aşk hiç kuşkusuz gerçek aşktan daha zengindir. Ama nadiren çoşkulu anlara sahiptir. Kendisini çok iyi tanır. Hiç durmadan kendisini gözlemler. Düşünceleri raylarından çıkartmak yerine, düşüncelerle yapılar meydana getirir sadece.''
Sayfa 379 - İlya Yayınları
Çocukken şöyle dua ederdim Tanrı’ya: Tanrım bana hiç erimeyen, Kırmızı bir bonbon şekeri yolla. Eski tül perdelerden gelinlik biçerdik Kardeşimle kendimize durmadan, Olmayan çayları, Olmayan fincanlardan içerdik. Olmayan kapıları açardık, Olmayan ziller çaldığında. Siyah papyonlu olurdu mutlaka Resim defterimizdeki damat. Yedi günde yarattığımız dünya Mutlu olurduk pastel koksa. Ve şimdi şöyle dua ediyorum Tanrı’ya: Olanlar oldu tanrım Bütün bu olanların ağırlığından beni kolla!
"Bazen günler geçer, Ludmilla görünmezdi. O zaman büyük bir kızgınlık, gizliden gizliye kemirirdi Lekh in içini. Gözlerini kuşlara diker, saatler boyunca kendi kendine homurdanırdı. Uzun uzun ve günlerce düşündükten sonra en güzel kuşlardan birini seçerdi. Kuşu bileğine bağladıktan sonra, bir sürü garip şeyi birbirine karıştırıp kokulu bir
Madame de Renal'in "aşk" hakkındaki fikri şans oyunları hakkındaki fikrinden farklı değildi; kazanma olasılığı bulunmayan ve ancak akılsızların oynadığı bir oyundu.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.