Ziya Mısırlı’ya
“Haklı olarak benzetmişler insanlar
denizi kadına
bir anda değişebilen bu iki ummanın
bilmem ki neden doyulmuyor tadına? ”
(Ziya Mısırlı)*
Gören Kâlp Mağazası vaktiyle
bir şiir telgrafhanesi gibi çalışmış belli
Ziya Bey’in gönül gözüyle yazıp
elleriyle de okuduğu şu dizelerle
“Gurbetin sayfalarında resim gibiyim”
“Gecemde güneş doğuyor, gündüzümde yıldızlar”
“Cesaret vermeli hatıralar insana”
Açık bir mektup gibi ne pul
ne zarf istiyor Ziya Bey’in gören kalbi
Müteakip hadiseler, resmiyette Balkan Savaşları’ndan sonra kurulacak (Eşref daha sonra yeniden kurulduğunu söyleyecekti) ve imparatorluğun son yıllarında ekseriyetle dramatik ve trajik sonuçları olan kritik bir rol oynayacak Teşkilat-ı Mahsusa’nın ortaya çıkışında Libya’daki sürecin mühim bir aşama olduğunu gösterecekti.
Enver, Eşref gibi fedaî
Cemiyetin (Genç Osmanlılar) takip ettiği gaye memlekette
meşrutiyeti tesis ve umumi ıslahat icrasını temin şeklinde
hülasa edilebilir. Cemiyetin faal rol oynaması Mısırlı
Prens Mustafa Fazıl Paşa'nın Paris'ten Sultan Abdülaziz'e
gönderdiği Fransızca bir ariza ile başlamıştır. Bu arizada
meşrutiyetin ilanı hürmetkar ve fakat manidar bir lisanla
Sultan Abdülaziz'den rica ediliyordu. Ariza, Namık Kemal
(Mir'at-ı Hakikat) , Ebüzziya Tevfik (Tasvir-i Efkar sahibi)
ve Sadullah Bey tarafından Türkçe'ye tercüme edilmiş ve
"Tasvir-i Efkar" gazetesi mensupları tarafından halka dağıtılmıştır.
Mısırlı Prens Mustafa Fazıl Paşa "Yeni Osmanlılar
Cemiyeti" mensuplarını Paris'e daveti kararlaştırmış ve İstanbul'daki
Courrier d'Orient'ın yayıncısı Jan Pietri'nin gönderdiği
bir mektupla Namık Kemal Bey'le Ziya Bey'i (Paşa) ve
diğer Cemiyet azalarını siyası mücadele için Paris'e çağırmıştı.
Ziya ve Namık Kemal Bey'ler ilk defa bu münasebetle
tanışmışlardır. Mustafa Fazıl Paşa yazdığı mektupta, Avrupa'daki
masraflarını deruhte edeceğini bildirdikten maada
ailelerini de unutmamış, Ziya Bey ailesi için cem'an 50.000
ve Namık Kemal Bey için de 10.000 Frank göndermiştir.
Namusluyla namussuz
Paltosu bir batman gelirmiş Deli Halit Paşa’nın
Katlayıp attığında adam da devirirmiş.
Paltosu tılsımlıymış söylence olmuş.
Kurşunlar girer de çıkamazlarmış
Şamanca bir gösteri olarak silkince paltosunu
Onlarca yenik kurşun yerlere saçılırmış.
Deli Halit Paşa’da çifte tabanca
“Namuslu” dediği sağa takılı
Düşmana