Belki de günün ortasında, en iyi havada, yarı boğuk bir çığlıkla berrak havanın içinden düşersin yaz denizine, bir daha yüze çıkmamacasına.
Sayfa 222Kitabı okuyor
Bu uyku, bu rüya, ayağını ya da elini birazcık oynatınca tuttuğun yeri biraz gevşetince anımsarsın esas kimliğini dehşet içinde.
Düşünmeyeceksin.
Tanrının en birinci buyruğudur bu. On ikinci buyruğu da şu: Uyuyabildiğin kadar uyu.
Geleceği gören de, gördüğünü yapan da kendim olacağım. Bunu sizler bile yapamadınız, koca Tanrılar!
Onun bedenine yardım edebilirdim; ama ona acı veren bedeni değildi; acı çeken ruhuydu, ve ben onun ruhuna ulaşamazdım.
Sayfa 36Kitabı okudu
..ah mutluluk ışığa yaklaşır, biz de herkesin neşeli olduğunu düşünürüz, dedim; oysa ıstırap derinde saklanır, biz de ıstırap yok sanırız.
Sayfa 34 - Sia KitapKitabı okudu
Azimli bir insanı pasif direniş kadar çileden çıkaran bir şey yoktur.
Sayfa 25 - Sia KitapKitabı okudu
Ona acı veren vücudu değil, kederli ruhuydu ve ruhuna ulaşamazdım.
Sayfa 25 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Moby Dick vs Starbucks
"1971 yılında bir başka dönüm noktası da Batı Yakası'nda ortaya çıktı. Üç arkadaş, beraber Washington Seattle'da bir kahve evi açtılar. Buraya, Herman Melville'in on dokuzuncu yüzyılda kaleme aldığı, büyük beyaz bir balinayı avlama takıntısı olan bir deniz kaptanını konu edinen romanı Moby Dick'teki bir karakterden dolayı Starbucks adını verdiler."
Sayfa 404Kitabı okudu
Vücuduna merhem olabilirdim, ama ona acı veren vücudu değil, kederli ruhuydu ve ruhuna ulaşamazdım.
Sayfa 25Kitabı okudu
