"Bir kumandanın, az sonra hücum edecek olduğu bir kalenin eteğinde dostlarıyla tamamıyla serbest ve rahatça, kaygısızca sohbete dalması, Brutus'un herkesin kendisine ve Roma'nın hürriyetine karşı pusu kurduğu bir sırada gece dolaşmalarından birkaç saat çalarak tam bir sükûn içinde Polybius'u okuyup notlar yazması ne güzel bir şey! Düşündükçe içim açılır. Ancak küçük ruhlar işlerin ağırlığı altında ezilir; onlardan sıyrılmayı, bir yerde durup yeniden başlamayı bilmezler."
Bir kumandanın, az sonra hücum edecek olduğu bir kalenin eteğinde dostlarıyla tamamıyla serbest ve rahatça, kaygısızca sohbete dalması, Brutus'un herkesin kendisine ve Roma'nın hürriyetine karşı pusu kurduğu bir sırada gece dolaşmalarından birkaç saat çalarak tam bir sükûn içinde Polybius'u okuyup notlar yazması ne güzel bir şey! Düşündükçe içim açılır. Ancak küçük ruhlar işlerin ağırlığı altında ezilir; onlardan sıyrılmayı, bir yerde durup yeniden başlamayı bilmezler.
Sayfa 17 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İlk yumruk gözünün önünde koskoca Osmanlı yur- dunun parçalanması, küçücük bir karaya mahkum olma- sıydı. Evet İttihat ve Terakki dokuz yılda koca imparator- luğu paramparça etmişti. Bu ilk yumruktu. İkincisi Hilafetin kaldırılmasıydı. Latin harflerinin kabulü ve Atıf Hoca'nın idamı ise üçüncü yumruktu. Latin alfabesinin kabulü aslında
"Zevklerin gündelik zaferlerini olağanüstü iş saymışlarsa bilge adamlarmış." Bir kumandanın, az sonra hücum edecek olduğu bir kalenin eteğinde dostlarıyla tamamıyla serbest ve rahatça, kaygısızca sohbete dalması, Brutus'un herkesin kendisine ve Roma'nın hürriyetine karşı pusu kurduğu bir sırada gece dolaşmalarından birkaç saat çalarak tam bir sükûn içinde Polybius'u okuyup notlar yazması ne güzel bir şey! Düşündükçe içim açılır. Ancak küçük ruhlar işlerin ağırlığı altında ezilir; onlardan sıyrılmayı, bir yerde durup yeniden başlamayı bilmezler.
Bir kumandanın, az sonra hücum edecek olduğu bir kalenin eteğinde dostlarıyla tamamıyla serbest ve rahatça, kaygısızca sohbete dalması, Brutus'un herkesin kendisine ve Roma'nın hürriyetine karşı pusu kurduğu bir sırada gece dolaşmalarından birkaç saat çalarak tam bir sükûn içinde Polybius'u okuyup notlar yazması ne güzel bir şey! Düşündükçe içim açılır. Ancak küçük ruhlar işlerin ağırlığı altında ezilir; onlardan sıyrılmayı, bir yerde durup yeniden başlamayı bilmezler.
Masal bu yaa...
Hatırlıyor musun bir gün bir masal okumuştuk seninle? Bülbüle âşık kızın masalını. Masal bu ya, güzel kız ölümü beklerken bir deniz kıyısına sığınmış. Hastalığının devası yokmuş artık. Günleri sayılı... Gel zaman git zaman başucundaki güle bir bülbül dadanmış. Bülbül her gün gelip gitmeye başlamış. Şarkılar söylüyormuş güle. Yüreğini açıyormuş
Reklam
55 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.