Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_Tanrı, ilk ateisttir. E. Hubbard _Din, gönüllü köleliktir. Herzen _Burada bir ateist yatıyor. Giyinip kuşanmış hazır, ama gidecek bir yeri yok; ne cennet ne de cehennem. Mezar taşı _Çürümüş bedenimden çiçekler çıkacak ve ben de onların içinde olacağım. E. Mumch _Bir zamanlar ateist olmak istemiştim. Artık vazgeçiyorum. Adamların tatili yok! H.
Bir zamanlar Mısır'ın egemen sınıfları da halktan çaldıkları üretim fazlasıyla tapınaklar ve piramitler inşa etmişlerdi. Oligarkların dönemindeyse Mısır'da olduğu gibi rahip sınıf değil, sanatçılar sınıfı filizlenip gelişecek; burjuva tüccarların yerini işçilerin üst tabakaları alacak. Onların altı, cehennem uçurumu. Cerahatlenen, açlıktan ölen, çürüyen ama durmadan kendini yenileyen halk tabakası, nüfusun çoğunluğu, orada olacak. Günün birinde, artık kim bilir ne zaman olursa, halk uçurumun dibinden doğrulup kalkacak ve işçi tabakalarıyla Oligarşi yıkılıp gidecek. İşte ancak o zaman, asırların emeğinin ürünü olan halkın çağı başlayacak. O günü görmek isterdim ama biliyorum ki asla göremeyeceğim.
Sayfa 206Kitabı okudu
Reklam
İçim acıdı
"Taş çağı insanları çok kurnaz avcılardı. İşte burada, önce mamutların geçtiği yolları buluyorlar. Derin bir çukur kazıp üzerini dallarla kapatıyor ve dalların üzerini otlar ve yapraklarla örtüyorlar. Şimdi koşarak mamutlar geliyor. Bir mamut çukura düşüyor. Çaresizlik içinde kurtulmaya çalışıyor. Ama ne yaparsa yapsın kurtulma şansı yok. Çukur kurtulamayacağı kadar derin kazılmış; şimdi sıra avcılarda. Saklandıkları yerden ortaya çıkıyorlar. Mamut artık kendini savunamayacak kadar çaresiz. Avcılar hep birlikte mızrakla rını mamuta saplıyor. Uzun zaman alsa da sonunda mamut ölüyor. Avcılar onun kocaman bedenini parçalara ayırıp evlerine taşıyorlar. Şimdi ailelerine aylarca yetecek kadar etleri var. Etleri yaktıkları ateşin dumanın da tütsüleyerek, ya da küçük parçalara ayırıp güneşte kurutarak uzun süre kokmadan ve çürümeden saklayabiliyorlar."
Kırmızı Kalem Yayınevi
MÖ. 2700 -2200 , Mısır
Başkent yakınındaki Sakkara'da kendisi için bir anıt mezar inşa ettiren üçüncü hanedanın krallarından Coser, "Basamaklı Piramit" olarak anılan mezarıyla törensel mimariye büyük katkı yapar. IV. Hanedan döneminde kraliyet anıt mezarları olarak gelişen piramit mimarisi, firavunun güneş ve yıldızlarla yani hükmettiği topraklar dışında göksel olanla da ilişkisini sembolize eder nitelikte inşa edilir. "Piramitler Çağı" diye anılan bu dönemde, Khufu adına Giza Nekropolü'ne yapılan Keops Piramidi, bu anıtsal mimarinin zirvesi kabul edilir ve antik yedi harikadan ayakta kalan tek yapıdır.
"Oligarklar bunları yapacak çünkü başka türlüsü ellerinden gelmez. Üretim fazlasını harcama yolu olacak bu büyük eserler. Bir zamanlar Mısır'ın egemen sınıfları da halktan çaldıkları üretim fazlasıyla tapınaklar ve piramitler inşa etmişlerdi. Oligarkların dönemindeyse Mısır'da olduğu gibi rahip sınıf değil, sanatçılar sınıfı filizlenip gelişecek;burjuva tüccarların yerini işçilerin üst tabakaları alacak. Onların altı, cehennem uçurumu. Cerahatlenen, açlıktan ölen, çürüyen ama durmadan kendini yenileyen halk tabakası, nüfusun çoğunluğu, orada olacak. Günün birinde, artık kim bilir ne zaman olursa, halk uçurumun dibinden doğrulup kalkacak ve işçi tabakalarıyla Oligarşi yıkılıp gidecek. İşte ancak o zaman, asırların emeğinin ürünü olan halkın çağı başlayacak. O günü görmek isterdim ama biliyorum ki asla göremeyeceğim. "
Sayfa 206 - İş BankasıKitabı okudu
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.