"Anlayamıyorum, Simay. İnsanın özünü öğreniyorum. Bunun okulunu okuyorum ama hala bilmiyorum. Neden? Bazı şeyler neden olur?" Gözlerimizi buluşturdum. "Ben bunun cevabını bir türlü bulamıyorum."
Ji remza dilberê dîsa
Li min batin vejîn derde
Di lebsê tariyê min dî
Xwiya bû ew siyahcerde
Di lebsê tarî û nûrê
Perîrengê sifethorê
Ji Wadî eymena torê
Hemdê bê hed bo Xudayê `alemîn
Ew Xudayê da ye me dînê mubîn
Em kirîne ummeta xeyr-ul beşer
Tabi`ê wî muqtedayê namiwer
Ew Xudayê malikê mulkê `ezîm
Daye me mîrasa Qur`ana Kerîm
"Anlayamıyorum, Simay. İnsanın özünü öğreniyorum. Bunun okulunu okuyorum ama hâlâ bilmiyorum. Neden? Bazı şeyler neden olur?" Gözlerimizi buluşturdum. "Ben bunun cevabını bir türlü bulamıyorum."
Bana düştüğü dehşetten sıyrılmaya çalışarak bakan
kadın, derin bir nefes aldı. "Bazen bir sebep yoktur da
ondan. Her şeyi anlamlaştırmaya çalışır, başka insanların
hareketlerine sebep ararsan yorulursun."
Sanırım hayat kafamızda kurduğumuz kadar basit ve düşündüğümüz kadar korkutucu olmuyor. Beklentilerimizin ötesinde gerçekleşiyor her olay ve geriye, sadece bu olaylara vereceğimiz tepkileri seçmek düşüyor bize.
Bizi farklı yapan yönlerimiz bizi özel kılar. Her insan dahi olmak zorunda değil ya da öğretmen, doktor, ne dersen işte... Ne olmuş yani sen diğer herkesten farklı şeylere inanıyorsan? Hey baksana bence bu dünyanın daha çok hayal edebilen çocuklara ihtiyacı var.
Buralara ait değildi ama nedense beni anlayacağına dair bir duyguya kapılmıştım. Hoşgeldine gittiğimde salondaki masanın köşesine ilişmiş ders çalışan kızını gördüm, gözlerinden kızına akıttığı sevgiyi gördüm, içim ısındı. Buruldu da. Evdeki eşyalar toplama gibiydi, eski tip bir televizyonun karşısında tek bir koltuk, hafif sandalyeler, plastik masa, çıplak kornişlere asılmış perdeler, balkonda yeni dikildiği belli cılız sardunyalar, her an yeniden toparlanıp gidecekmiş izlenimi bırakıyordu. Çayın yanında bisküvi verdi. İşinden, hayatın zorluklarından, en çok da herkesin gizli bir planı olduğundan, o yüzden üç hamle ötesini hesaplayarak konuşmak gerektiğinden filan söz ettik. Buraya nasıl geldik, kendimi nasıl kaptırdım bilemedim. Bunlar şimdiye kadar konuştuğumuz mevzular değildi ya da çok çok eski yıllardan, gençliğimizden hatırladığım şeylerdi. Bir bahar yağmuruna tutulmuş duygusuyla, sıcak ve duru ayrıldım komşumdan. Test çözmekten bunaldıkça bir-iki sözcükle sohbetimize katılan küçük Simay'ı biraz sıkı kucakladım.