Tam tersine, tarafsız, kendi kafa yapısını, kendi iç dünyasını kendine saklayabildiği için tarafsız kalmıştır şimdiye kadar. Böylesine bilinmez bir karanlığın içine hangi umutlarla girersiniz?
Katılması gereken her şeyi hesaba katsa bile yine de hiçbir şey başaramaz tarafsız. Olsa olsa, rahat bir durgunluk getirir. Bazılarının pek güzel, pek olumlu buldukları bir durgunluk. Tarafsız adam, bu cambazlık marifetine binbir güçlükle, binbir hesapla eriştiği için, pek birşeyin değişmesini de istemez. Düpedüz tutucudur.
Oysa, sabah akşam, ideolojiden, dogmadan, doktrinden uzak durmanın erdemlerini sayıp döker. Zaten, ondan çok şey bekleyenler de kendilerinin ideolojiden, dogmadan, doktrinden uzak olduklarını ve onun da ideolojisiz, dogmasız, doktrinsiz olduğunu sandıkları için bu umuda kapılmışlardır. Oysa, onların da, onun da bal gibi bir ideolojisi, dogması, doktrini vardır. Renksizliğe dayandığı için rengi pek bilinmez ama, bu düşünce «sistem»inin özü «tutucuculuk»tur. Değişmeye, yenileşmeye, özellikle ekonomik ve sosyal yapının değişmesine karşıdır. Gerçek rengini, neye karşı olduğuna bakarak çıkarabilirsiniz.