Biliyorum, yalnızlığı düşünüyorsun. Atmosferin yerküreyi sarması gibi bütün yaratıcı insanları saran o derin yoğun yalnızlığı. Yaratacak bir şey olan, yalnızdır. fakat yalnızlık ille de acı çekmek anlamına gelecek diye bir şey yok. İnsanlara yakınlığı ve sosyal çevre bana gerçek yalnızlıktan daha fazla acı verdi. İnsan bir süre yalnızlığı ceza gibi algılıyor; yetişkinler yan odada sohbet edip eglenirken karanlık odada tek başına bırakılan bir çocuk gibi. Fakat günün birinde sen de yetişkin oluyorsun ve yalnızlığın, hakiki, bilinçli tek başınalığın bir ceza, yaralı, hastalıklı bir kendini çekme, bir münzevilik değil, tek onurlu durum olduğunu fark ediyorsun. İşte o zaman artık yalnızlığa katlanmak da o kadar zor olmuyor. Daha temiz havada yaşamak gibi bir şey.