İngilizler'in, Fransızlar'ın emellerini biliyoruz; kalanını da Ruslar'a peşkeş çekmişler.
- Bu savaşın dışında kalmanın bir yolunu bulamaz mi? - Bizi paylaşmanın savaşı olmasına rağmen dışında
kalmanın bütün imkânlarını denemeliyiz; fakat kalamayacakmışız gibi de hazır olmalıyız. Abdülhamid Han da aynı şekilde düşünmedi mi? Savaşta İngilizler'in yanında, galip devletlerin masasında olacakmış gibi hazırlığını yaptı. Bir yandan da Kerkük, Filistin gibi önemli yerleri üzerine tapu etti ve bunları devlet malından ayırdı. Çünkü, bildiğiniz gibi, devlet mağlûp olunca malı galip devletin eline geçer; ferdî mülkiyet ise sahibinde kalır. Tabiî Batılılar hukuka
riayet eder, etmez; o ayrı mesele; ama her türlü ihtimali
düşünerek hesap yapması önemli.
Güneşli bir günde Eşref Bey bahçeye indiginde Said
Nursi masaya oturmus, elinde kalem, önünde kâğıt düşünüyordu. Eşref Bey: - Aziz Üstadım; dalgın görünüyorsunuz, dedi. Başını kaldıran Said Nursi'nin bakışlarında hafif bir gülümseme belirdi. - Beylerbeyi Sarayı'nda hapis hayatı yaşayan Sultan Abdülhamid Han'a mektup yazmak istiyorum. İlim, irfan,