Eşcinselliğini gizlemeyen, hatta bununla her fırsatta övünen Fâzıl’ın aşk maceraları da kitabın devam bölümlerinde ortaya çıkar. Sarayda üç büyük aşk yaşar. İlk aşığının ismini vermektense nedense çekinir. Eşcinselliğini gizlemeyen, hatta bununla her fırsatta övünen Fâzıl’ın aşk maceraları da kitabın devam bölümlerinde ortaya çıkar. Sarayda üç
Güzelim
En başta herşey şakaydı, İkimizde bunu biliyorduk , Ama ben farkında olmadan aşık olmuştum. Kendimi onu beklerken buldum, Gece ,gündüz onunla konuşurken.... inanılabilir gibi değildi, Yemek yemese, yemek yemezdim Uyumasa, uyku tutmazdı Bir gün elini kesti, canım öyle bi yandı ki... En kötüsü de şu, fark etmedi , onun için nasıl yandığımı fark
Reklam
Kapitalizm Sosyalizm Ve Feminizm Üçgeninde Kadın
Geçmişten günümüze her evre ve her toplumda kadın tartışma konusu olmuştur. Kadın, toplumda köleliğe mi mahkûm ediliyor? Kadın ikinci sınıf mı görülüyor? Kadın erkeklerin kölesi, daha hafifletilmiş bir dille hizmetçisi midir? Erkeğe bağımlı mıdır ya da bağımlı olmak durumunda mıdır? Ekonomik eşitlik, siyasi eşitlik, toplumsal eşitlik neden
Ebrû. En sâf sükûtun teknesi. Zihni dağıtan dalga yok. Kelimeleri dağıtan rüzgar yok. Göklerimizden inen yağmur yok. Nuh Tufanından artık su teknede uyuyan. Günahı ve günahkârı boğan bu su. Yusufun kuyudaki hem-nefesi teknede soluklanan. Kayıp Yusuf'u bulduran bu su. Salihin devesini suvardığı su tekneyi serinleten. Sözü ve sükûtu hakkıyla pay eden bu su. Âsâ-yı Musa'ya itaat eden su teknede emre kulak kesilen. İman edene yol olan bu su. Yunus'un terkini yok sayan su, teknede terki terk eden. Kat kat karanlık içinde sahil-i selâmete erişen yol bu su. Bu dünyada su, diğer dünyada ateş insanı arındıran. İnsanı kirlerinden arındıran su teknede sâf duran. Marace'l Bahreyn teknedeki su. Bir yanı vücud, diğer yanı ruh. Birleşiyorlar ama karışmıyorlar. Bir yanı sükût bir yanı söz. Bakışıyorlar ama konuşmuyorlar. Bir yanı yanan, bir yanı yakılan. Bir araya geldiklerinde ateşsiz yanıyorlar hidrojen ve oksijen. Ateşsiz bir yangın teknedeki. Yalımları ruha aksediyor. Bir yanı cüz-i, bir yanı külli irâde! İki irade arasında suyun ruha yayılan sükûtu var. Ebrûzen renklerin lisanıyla şiir söyleyebilir. Bu sözün mikad sınırı ilahî iradenin sükûtuna tekâbül ediyor. Sükût her daim iradeye bağlı. Bazen ilahî iradeye bakıyor, bazen cüz-i iradeye. Su üstüne yazı, su üstüne nakış! Mümkün değil mi?
Nabi, Birgün Urfa'dan İstanbul'a Gelir
Divan Edebiyatımızın ünlü şairlerinden Nâbi, ŞanlıUrfa şehrinde doğmuştur. Şiirleri dilden dile elden ele dolaşarak İstanbul'a ulaşmıştı. Ne var ki Nâbi'yi İstanbul da şahsen tanıyan kimsecikler yoktu. Bir gün Nâbi ŞanlıUrfa'dan İstanbul'a gider. O dönemde şairlerin buluştukları bir kıraathaneye uğrar. Şair ve edipler kendi aralarında sohbet
Aşka Rücu Edenler - Garib Çoban
S/özün gözsüzlere g/öz olsun buyurdu Şahım Hakkın sözünü işit, aşkla arana girmek isteyenlere bak dedi Pirim Bizim küpümüzde ne var ki, bizden dua istersin dedi Ulular Adil olana dünyada ne gerek ki, su suyu taşır, insan insanı taşıyamaz dedi Sır Katibi Aşkın ilmine delil gösterir, deli sandıkların ama kuşluk vakti ettiği kelama bak dedi Deliler
Reklam
30 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.