"İnsan" ismi, inşikak ilmine göre "nisyan" kelimesinden türemiştir. İnsan kelimesinin kökü nisyandır. Nisyan ise, unutkanlık demektir. Dolayısıyla insan da unutkanlığa mübteladır.
İnsan, unutkan bir varlıktır. “Neciyim? Nereden gelip nereye gidiyorum? Bu dünyadaki görevlerim nelerdir?” şeklinde pek çok sorunun cevabı, çoğu insanlar tarafından unutulur. Halbuki, bu insan, Cenab-ı Hakk'ın, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” sorusuna, “Evet, Rabbimizsin” cevabını vermiştir. (A’raf, 7/172)
Unutkanlık, ilk insanda da kendini açıkça gösterir. Cenab-ı Hakk, Hz. Âdem’in (as) unutmasını şöyle bildirir: “Doğrusu daha önce Adem’den ahit almıştık da, unuttu...” (Taha, 20/115)
Bu unutma, yasak ağaçtan yeme ile ilgilidir. Hz. Âdem ve eşi Havva’ya “Cennete yerleşin. Onun nimetlerinden dilediğiniz gibi bolca yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.” denilmiştir. Onlar ise, şeytanın vesvesesiyle yasak ağaçtan yerler; ceza olarak bu dünyaya gönderilirler. (Bakara, 2/35-37)