Türkiye eğer AB seviyesinde bir gelişmişliği ki bu da eğitimin geliştirilmesiyle olur yakalama iddiasında samîmi ise ve dünya çapında Nobel ödüllü bilim insanları, yazarlar ve sanatkârlar yetişmesini gerçekten istiyorsa, fobilerini terk edip genç dimağların
serbest düşünce ve yaratıcılığını iğdiş etmeyi bırakmalı ve artık iyice sırıtan “düşünce özürlü” bireyler yetiştirme politikasına son vermelidir. Zîra bilimin ve ülkelerin önünü açan hür düşünce ve hayâl gücüdür ve bunları canlı tutan da özgürlük ve merak hissidir. New York Times gazetesi yazarı T. Friedman, Amerikan mucizesi arkasındaki sırrı şöyle açıklar: “Amerika var olmuş en büyük yenilik makinesidir ve hiçbir zaman kopya edilemeyecektir. Çünkü bu, çok sayıda faktörün çarpımından elde edilir: en yüksek düzeyde düşünce özgürlüğü, bağımsız düşünceye verilen önem, sürekli yeni beyin göçü ve gözünü kırpmadan risk alma kültürü”.
“Merak, kendi kendine öğrenme, deneysellik, keşif ve sorgulama, modern eğitimin ayar damgası olmalıdır. Bu tür bir eğitim yaratıcılığı arttırır. Rekabete dayalı dünyada
pozisyonumuzu korumak için yenilikçilik ve yaratıcılık şart” !
"Türkiye'de Cumhuriyet Döneminde Eğitim Politikası ve Felsefesi" adlı makaleden.