“Sokaklar kanarken içten içe kimsesiz Kentler ağlarken Ve ihanet tortularıyla kirlenirken deniz Yürüyordu soluğu rüzgar bir adam Her adımda bir geleneği kucaklar gibi Sonsuz ışıklar taşıyordu ufuklardan…” Adnan Yücel
arşivim bir çöplük, bense o çöplüğe gömülü bir çocuk. Yıldızları seyretmek ne hoş, sadece bir yıldız. git desem gitmez, kal desem kalmazlarla bıraktın. aklımı oynatacağım. sesler duyulmayacak gibi değil ki susayım. İhanete kim uğramamış ki? bizlerin kapısı çalınmasın. Boş arazide dakikalarca durakladım. gömülü olan bir sen bir ben, sen gerçek ben hayal. Unutalım zamanları, unutalım geleceği, varacak yer belli. kapının zilini çalamadım, anahtarım vardı her daim. çaldım ama boş açan olmadı, bende attım kendimi tekrar gecenin boşluğuna.
Reklam
Dinsel ve teolojik bilinç, doğrudan müdahalenin fayda etmeyeceği teşebbüslerin kurgu ve tasarısı ile uğraşmaksızın fayda ihdas edebileceği öz benliğine (kulluğa) sarf eder düşsel ve eylemsel çabalarını. Dünyevî hedeflerin zayıfladığı, dünyadan kaçma çabasının kuvvet kazandığı bu denklem, demokratik mercekten bakıldığında "kavrayış kıtlığı" olarak izah edilir. Peki ya gerçekten öyle midir? Devletçilik anlayışı ile irdelendiği takdirde "ihanet" isnat edilebilecek bu tavır, en haklı şekilde devletçiliğin gerekliliğini sorgulamalı. Orhun* bu meseleyi Kur'an'daki "Mülk" kavramına referansla açıklıyor ve "devletçilik, Allah'ın Mâlik esmasına aykırı davranmaktır" diyor. Şu halde "kutluk" geleneği ile ötelerden beri kutsal bilinen devletin ruhu, dinsel ve teolojik bilinci devletçilik ilkesinden men ediyor. Marx'ın hristiyan devlet tin'ine dair söylediği şeylerin bize denk düşen tarafı cüzi miktarda şudur; "tarladaki iziniz silindi; harmanda yüzünüz olmasın diye." *Bkz: @mitrailleus
Oğuzhan Âsım Güneş

Oğuzhan Âsım Güneş

@Muunhasir
·
3ay
Dinsel ve teolojik bilincin kendisi, tam bir de­mokraside, politik anlamdan ve dünyasal hedefler­den yoksun, dünyadan kaçma işi, kavrayış kıtlığı­nın ifadesi, düşlem ve keyfilik ürünü olarak görün­düğü ve gerçekten öteki dünyanın yaşamı olduğu için daha dinsel ve daha teolojiktir.
''sırtlanların geçiş yeri''-taha kılınç-31.XII.23
“Büyük devletler, geniş teşkilatlı imparatorluğumuzu inşa edecek ne zaman bıraktılar, ne de sükûnet! Bize de hiç olmazsa on senelik bir sulh tanınsa Japonların (Meiji devriminin başlangıcından beri) o kadar methedilen terakkîlerini biz de yapabilirdik. Onlar Avrupalıların pençelerinden uzak olduklarından, bize nazaran bahtiyardırlar, emniyet
Hiçbir zaman bir insana karşılık bekleyerek bir şey yapmadım. Sevdiklerime, kendime verdiğim değerin bile fazlasını verdim. Çevrem benimle mutlu olsun diye kendimi çok unuttum, çok kenara ittim. Hatta değer diye sandığım, can dediğim, dost dediğim, sevdiğim dediğim insanlardan bile ihanet göre göre. Sonuç olarak buraya kadar okuduysanız sizi bir konuda ödüllendirmek isterim. Dünyadaki en değerli sizsiniz. Gerçeklerinizle yaşayın, anın tadını çıkarın ve kesinlikle, bakın yalvarırım geleceğe dair hayal kuruyorsanız lütfen bu hayale kavuşmak yolunda çevrenizdeki insan sayısını eksiltin. İnsanlar güzel şeyleri bitirir, özellikle anne, baba ve kardeş dışındaki ailem sandıklarınız. Eksiltin onları. Hayallerinizin yüzde birini bile hak etmeyen insanları düşüncelerinizin merkezine koymaktan vazgeçin.
Geçmişe özlem, geleceğe ihanet.
Reklam
160 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.