Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1K Okurunun Evrimleşme Süreci
1.GÜN Siteye üye olur. Hemen okuduğu kitapları eklemeye başlar.Genellikle " Kürk Mantolu Madonna" ilk eklediği kitaptır. Ardından rastgele kişileri takip etmeye başlar. Erkek ise takibe dönen sayı üçü beşi geçmez.Kadınsa bu sayının onu bulduğu görülmüştür. Takip ettikleri: 55 Takipçileri: 5 2.GÜN Artık kitap incelemeye hazır
Niçin bir insanı doğrusuyla yanlışıyla kabullenemiyoruz acaba?
Sahte alıntı paylaşmaktan nasıl bir haz alır insan? Kimi zaman uzun uzun düşündüğüm olmuştur. Yazarın adını lekelemeye, asılsız sözlerle yaftalamaya, belki de kendi dünya görüşüne zıt olan bir fikre aidiyet duygusu yüklemeye kimin ne hak vardı? Cidden merak ediyorum: By, bayan edebiyat dolambaççıları! Özlü bir sözün sahibi ya bellidir, nettir ya
Reklam
Zekice Verilmiş Hazır Cevaplar
MİCHAEL DE BAKEY Dünyanın en ünlü kalp doktoru; Michael De Bakey’ in arabası bozulmuş, arabasını tamire götürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve Dr.Michael De Bakey’ e dönerek; ‘Size birşey soracağım neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerede olduğunu
Nedir Ufuk çizgisi? Hazır felsefe okuyorum, sorular soruyor, cevaplar buluyorum, bir soru da ben sorayım, cevabını da bulmakla kafa yorayım. Herkesin vardır bir ufuk çizgisi. Gözlerini alamadığı. Deniz'le Gökyüzü'nün aşkı gibi mesela. Hani yağmurlardan nâmeler yollar sevgilisine Gökyüzü, Güneş bu aşka postacılık yapar, o nâmelerin cevabını geri getirir sevgiliye. Limanında dinlendiğimiz, masmavi bulutlarıyla huzur bulduğumuz iki sevgilinin umududur Ufuk çizgisi. Bazen olmayanın varlığı, bazen umudun son durağı, bazı gönüllerde vüslat kapısıdır Ufuk çizgisi. Ulaşılmaz olanın özleminde donup kalan bakışları taşır o mağrur, bir o kadar da hüzünlü çizgi. Ne kadar çok yük bırakıyoruz omuzlarına değil mi? Gerçeklikten uzak olduğu kadar hayallere yakın olanın göz hapsimizde kilitlendiği bir çizgide, kaderimizi de çizmiyor muyuz dalıp gittiyimiz zaman?! Bir de Güneşin doğuşu kadar batışının da yansıması var o muazzam yoklukta. Varsın ama yoksun! Tam bir aşık serzenişi gibi oldu ama, Ufuklara söylenebilecek en dürüst söz bu olmalı bence. Peki içimizdeki Ufuk çizgisi'ne sesleniyor muyuz? Ruhun gerçeklikle hayal dünyası arasındaki o ince telde, kalbin akla uzaklığındakı mesafede. Kaç defa sorabildik kendimize? "Ufkuna bıraktığım özlemin var mıdır vüslat durağı?" Alabileceğimiz cevapların uçarı sonuçlarından korkuyoruzdur belki...Ama sorular, insanı ölümle yaşam arasındaki Ufuk çizgisinden kurtarır. Kurtulmak istiyorsak tabii...
Kitabsever
Kitabsever
Coğrafyamızı Adımlarken Hatırda Kalanlar – Taha Kılınç
Seyahat Kumbarası Edinmek..! Seyahat tavsiyesinde bulunduğum muhatapların, çoğu kez öğrenci kardeşlerim oluyor. Yukarıdaki cümleleri benden duyduklarında, "Sen bize seyahat etmeyi öneriyorsun, ama biz öğrenci adamlarız. Burslarımızı bile denkleştiremiyoruz ki kalkıp seyahate çıkalım!" şeklinde itirazlar yükseltiliyorlar. Haklı olarak.
Ödünç Zaman
youtube.com/watch?v=qYEooPe... Caddeyi koşar adım geçiyorum, zaten arabalar da bir türlü yol vermek bilmedi, üstelik de yaya geçidinde beklediğim halde geçiş önceliği tanımadılar. Önceliğin benim olması gerekiyor, yaya geçidi orası... Sinirleniyorum. Her gün defalarca aynı krizi yaşayıp yine de söyleniyorum, boş veremiyorum. Küstah
Reklam
Hayata dair hazır cevaplar var Öyle çok düşünüp kendini heba etme sen Biraz oku, dolaş, yaşa işte Kimseye kötülük etmeden Feridun Düzağaç
Arkadaşları, yeni evli gence, bir çay sohbetinde:
-Sen evleneli neredeyse bir sene oldu, ama maşallah sizin evden çıt çıkmıyor, siz hiç tartışmaz mısınız?” diye sorarlar. “Hayır” diye cevaplar yeni evli genç ve ilave eder: -“Akşam işten geldiğimde, kapı açılınca hanıma şöyle bir bakarım. Eğer hanım, eteğinin ucunu belinde topladıysa bilirim ki hanımın günü iyi geçmemiş ve havası yerinde değil. Hiç ekmek, yemek sormadan usulca mutfağa süzülür, aceleyle birkaç lokma atıştırır ve ortalıktan toz olurum. Olur ya bazen de benim asabım bozuk olur. O zaman fesin püskülünü her zamankinin aksine soldan sarkıtırım. O da bunu görür, asabi olduğumu anlar ve hiç sesini çıkarmaz, hemen yemeğimi, çayımı hazır eder. Etrafımda pervane gibi döner. Bu nedenle biz hiç kavga etmeyiz. Dinleyenlerden biri: -“Peki birader, kapı açıldı, yenge eteğin ucunu belinde toplamış, sen de fesin püskülünü soldan sarkıtmışsın. İki taraf da asabi, o zaman ne olacak?” diye sormuş. Ötekiler de “Hah! Şimdi ne olacak?” demiş. Genç gülümsemiş; -“Bundan kolay ne var, fesin püskülünü hafif bir fiskeyle soldan sağa atarım” demiş.
Ne zaman; hayatında bazı şeyler çekilmez hale gelirse, Ne zaman; yirmi dört saat kısa gelmeye başlarsa, O zaman; kavanoz ve iki fincan kahveyi hatırlayınız… İşte kavanoz ve iki fincan kahvenin hikayesi Bir gün bir felsefe profesörü, elinde bazı malzemelerle derse gelir. Ders başladığında; hiçbir şey söylemeden, önüne büyükçe kavanozunu alır.
151 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.