Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1K Okurunun Evrimleşme Süreci
1.GÜN Siteye üye olur. Hemen okuduğu kitapları eklemeye başlar.Genellikle " Kürk Mantolu Madonna" ilk eklediği kitaptır. Ardından rastgele kişileri takip etmeye başlar. Erkek ise takibe dönen sayı üçü beşi geçmez.Kadınsa bu sayının onu bulduğu görülmüştür. Takip ettikleri: 55 Takipçileri: 5 2.GÜN Artık kitap incelemeye hazır
Niçin bir insanı doğrusuyla yanlışıyla kabullenemiyoruz acaba?
Sahte alıntı paylaşmaktan nasıl bir haz alır insan? Kimi zaman uzun uzun düşündüğüm olmuştur. Yazarın adını lekelemeye, asılsız sözlerle yaftalamaya, belki de kendi dünya görüşüne zıt olan bir fikre aidiyet duygusu yüklemeye kimin ne hak vardı? Cidden merak ediyorum: By, bayan edebiyat dolambaççıları! Özlü bir sözün sahibi ya bellidir, nettir ya
Reklam
Coğrafyamızı Adımlarken Hatırda Kalanlar – Taha Kılınç
Seyahat Kumbarası Edinmek..! Seyahat tavsiyesinde bulunduğum muhatapların, çoğu kez öğrenci kardeşlerim oluyor. Yukarıdaki cümleleri benden duyduklarında, "Sen bize seyahat etmeyi öneriyorsun, ama biz öğrenci adamlarız. Burslarımızı bile denkleştiremiyoruz ki kalkıp seyahate çıkalım!" şeklinde itirazlar yükseltiliyorlar. Haklı olarak.
Nedir Ufuk çizgisi? Hazır felsefe okuyorum, sorular soruyor, cevaplar buluyorum, bir soru da ben sorayım, cevabını da bulmakla kafa yorayım. Herkesin vardır bir ufuk çizgisi. Gözlerini alamadığı. Deniz'le Gökyüzü'nün aşkı gibi mesela. Hani yağmurlardan nâmeler yollar sevgilisine Gökyüzü, Güneş bu aşka postacılık yapar, o nâmelerin cevabını geri getirir sevgiliye. Limanında dinlendiğimiz, masmavi bulutlarıyla huzur bulduğumuz iki sevgilinin umududur Ufuk çizgisi. Bazen olmayanın varlığı, bazen umudun son durağı, bazı gönüllerde vüslat kapısıdır Ufuk çizgisi. Ulaşılmaz olanın özleminde donup kalan bakışları taşır o mağrur, bir o kadar da hüzünlü çizgi. Ne kadar çok yük bırakıyoruz omuzlarına değil mi? Gerçeklikten uzak olduğu kadar hayallere yakın olanın göz hapsimizde kilitlendiği bir çizgide, kaderimizi de çizmiyor muyuz dalıp gittiyimiz zaman?! Bir de Güneşin doğuşu kadar batışının da yansıması var o muazzam yoklukta. Varsın ama yoksun! Tam bir aşık serzenişi gibi oldu ama, Ufuklara söylenebilecek en dürüst söz bu olmalı bence. Peki içimizdeki Ufuk çizgisi'ne sesleniyor muyuz? Ruhun gerçeklikle hayal dünyası arasındaki o ince telde, kalbin akla uzaklığındakı mesafede. Kaç defa sorabildik kendimize? "Ufkuna bıraktığım özlemin var mıdır vüslat durağı?" Alabileceğimiz cevapların uçarı sonuçlarından korkuyoruzdur belki...Ama sorular, insanı ölümle yaşam arasındaki Ufuk çizgisinden kurtarır. Kurtulmak istiyorsak tabii...
Kitabsever
Kitabsever
“Yaşadığımız çağ bizi her sorunun bir çözümü olması gerektiğine inandırdı. Oysa bazı soruların cevabı yoktur. Olsa bile bugün kendini teslim etmeyen cevaplar, belki de onlarla karşılaştığımızda ne yapacağımızı bilmediğimiz için hazır olacağımız günü bekliyordur. Rilke'nin Genç Bir Şaire Öğütler'i aslında hepimize söylenmiştir: "Kalbimizde çözülmeden kalan her şey için sabırlı olmalıyız. Cevapları şimdi arama. Şu anda cevaplar sana verilmez, çünkü sen henüz onlarla yaşayamazsın. Bu her şeyi o an yaşama meselesidir. Şu anda soruyu yaşaman gerekiyor. Belki daha ileride farkına bile varmadan, günün birinde kendini cevabını yaşarken bulacaksın."
Ne zaman; hayatında bazı şeyler çekilmez hale gelirse, Ne zaman; yirmi dört saat kısa gelmeye başlarsa, O zaman; kavanoz ve iki fincan kahveyi hatırlayınız… İşte kavanoz ve iki fincan kahvenin hikayesi Bir gün bir felsefe profesörü, elinde bazı malzemelerle derse gelir. Ders başladığında; hiçbir şey söylemeden, önüne büyükçe kavanozunu alır.
Reklam
Hayata dair hazır cevaplar var Öyle çok düşünüp kendini heba etme sen Biraz oku, dolaş, yaşa işte Kimseye kötülük etmeden Feridun Düzağaç
Arkadaşları, yeni evli gence, bir çay sohbetinde: -“Sen evleneli neredeyse bir sene oldu, ama maşallah sizin evden çıt çıkmıyor, siz hiç tartışmaz mısınız?” diye sorarlar. “Hayır” diye cevaplar yeni evli genç ve ilave eder: -“Akşam işten geldiğimde, kapı açılınca hanıma şöyle bir bakarım. Eğer hanım, eteğinin ucunu belinde topladıysa bilirim
İlgililerineee :)
TALAT, ENVER, CEMAL PAŞALARIN MEKTUPLARI Her üç paşa da, gitmeden önce Sadrazam İzzet Paşa’ya birer mektup bırakmışlardır. Cemal Paşa’nın mektubu 1 Teşrin-i sani 1918, Talat Paşa’nın mektubu 2 Teşrin-i sani 1918, Enver Paşa’nın mektubu ise 3 Teşrin-i sani 1918 tarihlerini taşımaktadırlar. İstanbul basını tarafından kaçışı en fazla
Zekice Verilmiş Hazır Cevaplar
MİCHAEL DE BAKEY Dünyanın en ünlü kalp doktoru; Michael De Bakey’ in arabası bozulmuş, arabasını tamire götürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve Dr.Michael De Bakey’ e dönerek; ‘Size birşey soracağım neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerede olduğunu
151 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.