Gümüş çizgiler çekmek istiyorum Bulutların etrafına Yeni başlangıçlar istiyorum Her tökezlediğim hayata Mavi, mor ya da beyaz değil Gümüş bir başlangıç vereceksiniz bana Bir parça da sevgi İyi başlangıçlarda hep olması gerekiyormuş
8. Hikaye Tamamlama Etkinliği
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir. Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
Reklam
Üç çocuğun sahiplendiği, üç ağaç...
Bir çocuk, adı Yusuf idi, sarı saç, mavi göz, cılız biri herkesin bildiği güya mahallenin haytası idi. Üç arkadaş edindi, Binalar ortasın bir arsada gözüne -üç badem ağacını kestirdi.
Salemin çöküş dönemi; Geleceğe dair bütün umutları kırılır Tırnak ve dudak içlerini yemeye başlar İnsanlara karşı fazla acımasız olur Kendini hep yetersiz hisseder Küfür ağzından düşmez Sürekli uyur Yemek yemeğe üşenir Kitap okuyamaz Depresif şarkılar dinler Sürekli öfkeli olur Kırık cam parçası görürse avuç içlerine çizgiler çizer Kahveyi abartır..
Kırık çizgiler, İkinci Yeni şairlerinin sevdikleri ve anlamaya çalıştıkları Klee ve Kandisky gibi ressamları da hatırlatır. 
Alacaklım çok benim
GECEYDİ. VE KALBİMİ ÇIKARTTIM YERİNDEN Gün yaşandı ve tüm bir gün daha gitti ömürden, tabiiki benim kalbim nasılda sarıp sarmalanmış kutusunda beni bekliyordu. En çok kahrımı çeken ve üzerindeki çizgiler de her gün seferlere çıktığım ahşap masam tüm bağrına basmışlığı ile beni çağırıyordu. Ocakta demini almamış çay sabırla tıkırdıyor; evimin sessizlikten dili damağına yapışmıştı. Ben hayallerimi ıslatıp ıslatıp bırakıyordum, penceremden görünen koca Erciyes’in gelinliğe benzeyen buz gibi karına... Ekmek kırıntılarımın daimi misafiri olan serçelerimin umduğunu bulmuş olmalarının verdiği bir huzurla seyrederken sokak lambalarının sis perdesini araladım cesur ellerimle...Aç sokak kedilerine rastlama korkum da yok değildi hani ... Aklımın tavan arasında tozlanmış bir sürü anı beni süngülercesine dürtüyordu. Yaşarken ki duyumsadığım boşuboşunalığı teraziledim, kırptım, duvarlara çarptım, anılarımla düştüler bir denklem kargaşasına... Yine yazdım, alfabe intihar etti. Yazmadım. Ruhum darağacının altına bacağı kırık sandalye çekti. Eyy! hayat yapıştığın yakam gırtlağıma kadari ilikli Alacaklım çok benim. Sonay Karasu
Reklam
40 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.