Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dialog Türkce
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
Bu çağda sevmeler de bir tuhaf. Sevgi mi bir anlık heves mi yoksa bir çıkar bir çarpık beklenti mi bilemiyor insan. Némirovsky, "Ona olan sevgisinin baki olacağını dünyanın döndüğünü, güneşin aydınlattığını ve geceden sonra günün ağardığını bildiği gibi biliyordu." der. Gerçek sevgi, çağ değişse de hissedilir sevgili okur. O emin olma
Reklam
Hayattan ne istediğini bilmek.. kolayca söylenen ama yürekte yer etmeyen o mücadele sözcükleri.. önümüze serilen yollardan kolay olanı seçip genel amaçtan sapmış olduğunu farketmemek..bilinmeyenin eşiğinde bilinenin kıskacında yuvarlanmak..karanlığı ısıran ay ışığından bir hüzün koparmak, sallanan yapraklardan bir coşku kırıntısı. Çaresizliğimiz yükseliyor, gücü karşısında kendin olamayışımızın. Yanlış hedefe atılmış bir ok hissiyatını taşıyarak, emin ama sonuçsuz ilerlemek. Birdenbire bir neşe, yaşam fışkıran bir güç bulmak kendinde..Yeniden başlamak, dalmak yeniden durmadan gürleyen hayat rüzgârına, ben de varım ezgisinin güzelliğinde. Gözlerde serseri bir ümit alev alev yanar.. daha iyi tanımak zamanın binlerce yıllık şeytanlığını. Rahatlığın içinde huzursuz çırpınışlar, cehennemi yanmaların keskin tadı.. doğmak istiyorsun, özünün öleceğini bile bile..Yaşamın ve inanmanın sana ne mucizeler sunabileceğini düşünmek. Gülümsemek. Her şeye rağmen gülümsemek. Üzerindeki ölü toprağı kaldırıp bir kenara fırlatarak artık hak ettiğin yaşama kavuşmayı beklemek
Sen yeryüzünü kendine yol yapmış, üstüne basarak yürüyen bir gökyüzüsün Morenka. Ruhunu ormanlara dayamış ,dallarına öfkeyi nefreti kini hüznü acıyı asmış, yapraklarında sevinç neşe mutluluk keyif açan bir gökyüzüsün. Sen ormanların en şeffaf yeşilli, yeryüzünün en zifiri karanlığı, gökyüzünün en keskin mavisisin. Sen şehirlerin sesi ,ormanların
Günaydın. Modern çağ böyle işte, her kararımızdan her davranışımızdan ötürü müthiş bir mesuliyet müthiş bir duygu yükü var üzerimizde. Bundandır ki Tanizaki şöyle sorar: "Kalp denen ufacık makine, insanın yükünü nasıl taşıyacak?" Sahi, ufacık kalbimize çok yüklenmiyor muyuz sevgili okur? Hafiflemeli. Var olun.
Cuniçiro Tanizaki
Cuniçiro Tanizaki
-
Sazende Şunkin
Sazende Şunkin
-
Kalp denen ufacık makine, insanın yükünü nasıl taşıyacak?
Oradan ayrılınca üç gün üç gece kuzeye doğru yol aldılar. Geniş bir arazinin ortasından geçerken kulaklarına neşeli bir şarkı sesi geldi. Ceylan derisinden yapılmış urbasının beline sicim kuşak bağlamış bir ihtiyar, tarlaların arasındaki yollara düşen çeltik saplarını toplarken türkü söylüyordu. Konfüçyüs geriye dönerek sordu: “Hey, Şiro! Bu
Reklam
Nastenka'ya Mektuplar 2
Sen yeryüzünü kendine yol yapmış, üstüne basarak yürüyen bir gökyüzüsün Morenka. Ruhunu ormanlara dayamış ,dallarına öfkeyi nefreti kini hüznü acıyı asmış, yapraklarında sevinç neşe mutluluk keyif açan bir gökyüzüsün. Sen ormanların en şeffaf yeşilli, yeryüzünün en zifiri karanlığı, gökyüzünün en keskin mavisisin. Sen şehirlerin sesi ,ormanların
65 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.