“Orman sen elimi tutunca başlardı, Yarılırdı bir incir gibi ortasından. Koşardık yukarı iki büklüm, soluk soluğa. Alabalıklarla düşe kalka, çam pürleri Keserdi hızımızı, Elimi Bırakma, Elimi Bırakma…” — Melih Cevdet Anday
Kuşların Kanadına Takılır Kaktüsler
sonra ben gider bir ata sarılırım sen orda yoksundur ben ata sarılım, bir orman kalkıp kaktüslerinden kalp yapar yeşile nazır bir cam şahittir buna bir de akşama varmaya kırılmış bir testi vay ki ben sabah esintisini görmemiş bir güneştim esmerleşmiş ruhumun gölgesizliğinde ikindiye varmaya yeltenmiştim….
Reklam
1965 yılında Elazığ Tımarhanesindeki bir hastanın(?!) yazdıkları
Ben dünya kürresi,  Türkiye karyesi ve Urfa Köyünden, El-Aziz (Elazığ ) Tımarhanesi (Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi) sakinlerinden;  İsmi önemsiz, cismi değersiz, Çaresiz ve kimsesiz bir abdi acizin, Ahir deminde misafiri Azrail’i beklerken, Başhekimlik üzerinden Hâkimler Hakimi'nin Dergahı Uluhiyetine son arzuhalimdir..! Ben gam (dertlilik)
ELAZIĞ TIMARHANESİNDEN BİR DELİNİN RABBİNE YAZDIĞI DİLEKÇE 1965 yılında vefat eden  Bir “deli”nin son dilekçesi..! “Ben dünya Kürresi,  Türkiye karyesi ve Urfa Köyünden,  (El-Aziz –Elazığ ) Tımarhanesi 
Önceden,Osmanlının kurulacağını bilenler
Bu muazzam devletin ortaya çıkışı tesadüflerle olmadığı Osmanlı tarih kaynaklarında bildirilmektedir. Şöyle ki: ." Osman Gâzi'nin babası Ertuğrul Gâzi, oğlu Osman doğma- dan önce, bir gece rüyasında ocağından bir suyun kaynayıp git- tikçe çoğaldığını, büyük bir deniz haline gelerek bütün yeryüzünü doldurduğunu görür. Rüyasını Selçuklu
Yağmur dinmedi. Dinsin de istemedik. Tanenin cama değişini dünya, kokusunu cennet Gelmedi aklımıza bir filika yapmak Ve gelmedi lübnanda bir gecenin dibi Feridin sesini sevdik elbet Ama daha dokunaklı bulduk kabbani yalnızlığını Ayalarımızı semaya doğru kaldırıp şıp sesi duyduk Yansıma dedi işini iyi bilen hekimler Şıp dediler Anıdır dedik
Reklam
680 öğeden 161 ile 170 arasındakiler gösteriliyor.