Tebliğ Üslubu
İnsan nisyan ile maluldür. Unutkandır yani. Dünyaya niçin gönderildiğini, ölümü, hesap gününü, ahireti unutur çoğu zaman. Beşerdir, şaşar; imtihan gereği önüne çıkarılan yanlış yollara sapıp sırât-ı müstakîmden uzaklaşabilir. Bu sebepledir ki İslâm, kardeşlik hukuku çerçevesinde birbirlerini hayra ve hakka çağırma, kusurlarını düzeltmeleri için birbirlerine ayna olma sorumluluğu yükler müminlere. Böyle bir sorumluluk, hepimizin ya davet eden ya davet edilen olarak içinde bulunduğu tebliğ faaliyetini, doğruluğu bakımından da dikkate almamızı gerektirir.
Kendisine çağırılan şeyin hak ve hayır olması kadar, çağrı yahut tebliğin o hakikate uygunluğu, metodu, üslubu da önemlidir. Çünkü usul ve şartlarına dikkat edilmeden yapılan yanlış bir tebliğin, hem çağırılan hakikati zedelemesi hem muhatapları yanıltması sebebiyle vebali vardır. Hele de bu tebliğ din ve tasavvufa daveti amaçlıyorsa daha bir dikkat ve özen ister.
Babalarımız veya bilginlerimiz "Allah birdir" demişler de, ben de onun için "Allah birdir" diyorum veya "onlar öldükten sonra dirilme (mead) haktır diye inandıkları için ve tüm Müslümanların da böyle kabul etmeleri nedeniyle ben de öyle kabul ediyorum" diye düşünmek, asla doğru kabul edilemez. Bu nedenle tüm Müslümanların, hatta aynı tarzda, olsa dahi "usul-i din"i delil yoluyla kendilerinin bulup inanmaları farz bir konudur.
İslam Sosyolojisi
Allame Muhammed Hüseyin Tabatabai
Müctehid İmam Ebu Amr Abdu’r-Rahman bin Amr el-Evzai’nin İ’tikadi Görüşleri
اعْتِقَادُ أَبِي عَمْرٍو عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَمْرٍو الْأَوْزَاعِيِّ
315 - أَخْبَرَنَا الْحَسَنُ بْنُ عُثْمَانَ , قَالَ: أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَمْدَانَ , قَالَ: حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ مُوسَى , قَالَ: حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ بْنُ عَمْرٍو , قَالَ: حَدَّثَنَا أَبُو
Şeriat ve Kadın 7
2) Ayakları Altından Cennetler Geçecek Olan «Analara Hocalarına Kul-Kölen Olacak Kadar Itaatkar Müslüman Kadınlardır.
Muhammed'in analar lehinde görünen sözlerinin altındaki mak- sadı açıklığa kavuşturmak için, tekrar bahasına da olsa, belirtelim ki: Anaların ayakları altından cennetler geçer şeklindeki hadis, genel olarak tüm anaları değil
İLK EMRİ OKU OLAN BİR DİNİN MENSUPLARI OLAN PERİŞAN BİZLER
Evvela Allah bütün ölmüşlerimize rahmet ve bize merhamet eylesin. Saniyen şunu kat'i bir şekilde bilmek lazımdır ki eskiler ama eskimeyenler " Eşek bile makamla anırır. " demiş ve bize usül ve üslub öğretmişlerdir. Biz ölçüyü kaçırmışız överken putlaştırıyor, yerdiğimizde
MÛSİKÎ’DE TASAVVUF VE REBAB
MÛSİKÎ’DE TASAVVUF VE REBAB
Ev meşk meclislerinden ve fasıl gecelerinden bahseder misiniz?
Hoca Câhit Gözkân(1909-1999), her zaman mûsikî meclislerini hocası Ahmet Mükerrem Akınca’ya tevarüssen devam ettirdiğini ifade ederdi. Hocasında gördüğü veçhile, haftanın bir günü umumi fasıl gecesi yapılırdı. Bu fasıl akşamına herkes sazını alıp
İmam Gazalî'nin İlim Tavsiyesi
📍Sakın kendi nefsini ıslah etmeyip başkalarıyla meşgul kimselerden olma! Nefsinle meşgul bir kimse isen sadece sana farz olan ve durumunun şartlarına uygun düşen ilmi tahsil etmeye çalış. (Namaz, taharet, oruç ve sair ibadetler gibi…) Zahiri amellerinle ilgili ilmi elde etmeye gayret et.
📍Eğer nefsini ıslah ederek kötülükleri tasfiye etmiş isen günahın açık ve kapalı bütün hallerini terk etmeye gücün yetiyorsa ve bu durum sende bir tabiat halini almışsa o zaman farz-ı ayn ve farz-ı kifaye ilimleriyle meşgul olmaya başlayabilirsin. Fakat bu ilimlerde yine tedrici şekilde yürümeyi unutma;
1-) İşe önce Allah’ın (c.c) kitabını okumakla başla.
2-) Allah’ın (c.c) kitabını öğrendikten sonra Resûlullah’ın (ﷺ) sünnetini öğrenmeye çalış.
3-) Daha sonra Kur’an’ın nasih, mefsul, muhkem ve müteşabih ilimlerini öğren.
Aynı minval üzere Sünnet-i Seniyye ilmini öğrenmeye çalış.
4-) Bütün bunları öğrendikten sonra fıkıh ilminin bir dalı olan mezhep ilmini (ilmihâl) ile uğraş. Sakın üzerinde ihtilaf bulunan konularla uğraşma.
5-) Bunu da öğrendikten sonra usul-i fıkıh ilmine dal.
📍Böylece ömrün yettiği nispette diğer ilimlere de el atmaya bak. Bütün ömrünü bir ilmin dalına ve o ilmin zirvesine çıkmaya sarf etme. Zira ilim çok, ömür ise kısadır. Bu ilimlerin hepsi birer vesile ve başlangıçtır. Bunların bizzat kendileri amaç değildir. Bunların hepsi asıl ilmin basamaklarıdır. Bu nedenle başka ilimlere basamak olan herhangi bir ilimle meşgul olarak esas amacı unutup ihmal etmek doğru olmaz.
Kur'an'ın Tarihi Anlatmasının Usul ve Üslubu
- Tarihin yasaları vardır ve o yasalarda hiçbir değişiklik olmayacaktır.
- Aynı şeyleri yapanlar, aynı neticelerle karşılaşacaklardır.
- İyilere de kötülere de belirlenmiş bir zaman tayin edilmiştir.
- Eninde sonunda hak galip gelecek ve zalimler en büyük pişmanlığı yaşayacaklardır.
- Haksızlık yapanlar, sınırları ihlal edenler ve hakikati yalanlayanlar mutlaka hak ettikleri karşılığı bulacaklardır.
- İyilik ve hayır devam ettiği müddetçe asla bir helak vuku bulmayacaktır.
- İnanıp inançlarının gereğini yerine getirenler Allah’ın yardımını hak edeceklerdir.
- Bir toplum kendi özündekini değiştirmedikçe Allah o toplumu asla değiştirmeyecektir.
Siret-i Enbiya 3 / Neden Kur'an Tarihten Bu Kadar Bahseder?
Kuran'ın ilk emri mot a mot oku değildir..
Kuran'ı Kerim'in ilk emri nedir?
Algıladığınız gibi okumak değildir.
Evet Kuran'ı Kerim'in ilk emri, okuduğunuzu düşünmek, düşünmek için okumak, düşününce akletmek (bağ kurmak), akledince anlamak, anlamak için de okumaktır. Okumak ve düşünmek bir olarak yer alır ikra derken. Yani yalın bir okumak fiili ile yalın bir düşünmek