“Bu yıldızları böyle her gece niçin yakarlar?”
Dokuz tane öykü. Hepsinin karakterleri birbirinden farklı ama hepsinin de dünya görüşü nerdeyse aynı. Bizlere soruyorlar; “Daha güzel bir dünyada yaşamak mümkün mü?”
Hayallerinde daha güzel bür dünya, yaşadıkları düzene karşı bir direniş. Umutsuzluğa yer barındırmaması yaşantılarının. Güçlü karakterler, güçlü bir duruş. Bu dokuz öyküde yazar bizi devrimcilerle selamlıyor. Türkiye’nin yakın tarihine tanıklık ediyoruz sayesinde.
Ahmet Ümit severler için biraz farklı bi tarzda yazılmış romanda, içten içe cinayet çözümlemesi gibi şeyler arasak da yazar bizi bu kez şaşırtıyor. Bizleri o insanların yüreklerine bakmaya davet ediyor. Yüreklerinde sınır olmayan insanların yüreklerine.
118 sayfalık bu öyküler dizisi, keyifli zaman geçirmek isteyenler için, dar zamanlara sığdırılmış okumalar yapmak isteyenler için birebir. İçinde en beğendiğim öykü ise “78’linin Mektubu” oldu. Okumak isteyenlere şimdiden keyifli okumalar, sonraki kitap incelemesinde görüşmek üzere
#alıntı
“Nerden gelip nereye gider bu trenler? Binsem beni de götürür mü düşler ülkesine?”
Çıplak Ayaklıydı Gece, Ahmet Ümit