Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Küçük Kara Balık; İran Azerbaycan'ı Tebriz doğumlu öğretmen ve çocuk hikâyeleri ile halk masalları yazarı Samed Behrengi'nin başyapıtı olan ölümsüz eseridir.
Küçük kara balık yaşadığı küçük gölden çıkıp çevresindeki bütün baskılara, tutucu düşüncelere karşı, denize, özgürlüğe ulaşma çabası içindeki kendisi küçük, yüreği büyük balığımızın
Çocuk kitabı olarak adlandırılsa da yeğenime okumaya başlayınca yarıda kestim okumadım. Kendim sonuna kadar okudum ve çocuk kitabı olmadığına karar verdim. Kitapta örneğin annesinin kara balığın salyangozla olan arkadaşlığına kızıp salyangoz için "Ölümü hak etmişti o." demesi, komşuların gelip kara balığa yüklenmeleri, kara balığın hançerle yaptığı numaralar ve kitabın sonunun belirsiz bitmesi olaylarının hepsini yeğenime okusaydım onu mutsuz edecek şeylerdi kesin. Kitapla ilgili internette yaptığım küçük araştırmada 1968 yılında İran şahlık rejimi zamanında yazıldığını gördüm. Yazar Samed Behrengi de İran şahlık rejimine karşı muhalif bir yazarmış. Yazdığı bu hikaye zaten kesinlikle İran şahlık rejimine karşı olduğunu gösteren imgelerle dolu. Bir yandan da çocukken dinlediğim masalları düşünüyorum. Onlarda da Küçük Kara Balık'ta olan ve şu an beni rahatsız eden şeyler vardı aslında. Örneğin yaşlı bir cadı kadının çocukları haşlayıp yediği bir masal aklıma geldi. O zaman çocuk aklımla baya etkilemişti beni. Demek ki eski masallar pek çocuk psikolojisini düşünmüyormuş :) Sonuç olarak çocuk kitabı olarak değerlendirmiyorum bunu ve kendi şartları içinde değerlendirerek kısa bir masalda böyle imgelemeler kullanabildiği için iyiydi diyorum.
Masal seven bizim gibi her büyük çocuğun okuması gereken bir kitap diye düşünüyorum.Zaten sayfa sayısı az ve elinize alır almaz bitireceğiniz, içinde fabllar,Zâl oğlu Rüstemler,Keyhüsrevler,periler,sihirbazlar, birçok dine dair izler bulacağınız bir eser. Tabii doğu masallarının güzel bir özelliği olarak her biri illa ki bir hayat dersi içeriyor.
Bir masal kitabı ancak bu kadar kötü olabilir. Kapağına biraz etnik desenler koyalım, nasıl olsa İran yeterince ilgi de çeker iyi bir pazarlama olur diyerek basmışlar kitabı. E içimde ne var hiçbir şey. Mesele içindeki masalların bilinirliği falan değil onu anlatış şekli. Buradaki masallar bir çocuğun rüyasını anlatması gibi şöyle oldu bu geldi şuraya gitti gibi basit cümlelerden oluşuyor. Bir masal ancak bu kadar kötü yazılabilir, anlatılabilir.
Tüm masalları zevkle okudum diyemem. Gerçi kitabın isminden sexist yazımlar olabileceğini kabul edip öyle okumam lazımmış, ne yazık ki ben kendimi buna hazırlamamışım. Neyse bu da böyle bir anım olsun.
Okurken böyle iklimin sıcaklığı, gecelerinin soğuklu, bol baharatlı kokuları, toprak renkleri, keten, yün dokuları hissettim. Basit bir anlatımı var ama hissettim.
Sayfa sırasıyla;
1.Aç Adamın İnancı (Sayfa 65)
2.Çiftçinin Oğlu İle Sihirbaz (Sayfa 83)
3. Emin ve Gulyabani (Sayfa 123)
Bunlar benim en çok keyif alarak okuduklarım.
Umarım siz de bir gün aynı hissiyatla kitabı alırsanız, en az benim kadar Doğu'nun ezgileri size de güzel gelir.
İyi okumalar.
Hikayeler insana yeni dünyalar hayal ettiriyor. Bu yüzden birkaç hikaye kitabı da okuyacaklarım listesine eklemiştim. İyi ki eklemişim bu kitabı da. Çok güzel hikayeler var, ezberleyip çocuklara anlatmaklık.