Bir erkeğin bir genç kızı erotik değil duygusal anlamda baştan çıkarmasını, onu kendine aşık edip sonra yaptıklarıyla kızı nişanı atacak hale getirmesini, kızı sözde "özgürleştirmesini", sonunda da kızın pişman olup kendisine yalvarmasıyla kızdan tiksinir hale gelmesini anlatan; can sıkıcı, bezdirici, kadınların okuyup bu tür tuzaklara düşmemesi erkeklerin de kesinlikle okumayıp uzak durması gerektiğini fark ettiren bir kitap. Bu kitabı "adiliğin felsefesi" şeklinde özetleyebilirim. Kierkegaard'ın dili de çok ağır ama çok şey anlatır gibi gözüküp hiçbir şey vermeyen cümleler de çoğunlukta. Sık sık "ben mi bir şey anlamıyorum o mu bir şey anlatmıyor" diye sordum kendime. Tamam eminim, ben de anlamadım birçok cümleyi ama sen de çok boş yapmışsın be Soren.
İçimi açacak bir kitaba koşuyorum şu anda, 14 gündür daraldım zira.