Paula Coelho’nun 1998 yılında yazmış olduğu kitap 24 yaşında, genç ve güzel Veronika adlı bir kızın intihar girişimiyle başlıyor. Yaşamdaki tekdüzelikten sıkılan Veronika aslında toplumca kabul görmüş hiçbir intihar etme sebebini taşımıyor. Onu mahveden ve intihara sürükleyen duygu yaşamaya değer hiçbir şeyin hayatında olmaması hissi… Çok sayıda uyku ilacı alarak kendini öldürmeyi hedeflerken gözlerini bir kez daha yaşama açmasıyla büyük hayal kırıklığına uğruyor. Ancak bu sefer intihar etmek için kiraladığı odada değil Villete akıl hastanesinde uyanıyor. Kendini öldürmek için başka yollar ararken, aldığı ilaçların kalbini aşırı derecede yıprattığını ve altı gün içerisinde öleceğini öğrenince hayal kırıklığı sevince dönüşüyor ama bu erken bir sevinç oluyor… Veronika’nın kalan günleri bu ünlü akıl hastanesinde geçerken burada tanıştığı diğer “hastalar” ile iletişimi, bu insanların hikayeleri, birbirlerinden öğrendikleri ve en önemlisi de yaşamının son 24 saatinde bulduğu hayatının aşkı ölmek üzere olan kızımızı bu kısa süre zarfında daha önce keşfetme lezzetine varamadığı diğer Veronika ile tanıştırıyor…