Açlık Oyunları, genç kurgu okumaya başladığım seri, yeri bende epey ayrıdır. Açlık Oyunları dünyasından yeni bir kitap çıktığını duyunca heyecanlanmıştım, Snow hakkında olduğu için önyargılıydım ama kitabı sevdim.
Açlık oyunlarının ilk yıllarını okumak, Snow'un çok fazla şey değiştirdiğini fark etmek ve Açlık Oyunları fikrinin Snow'un babası yüzünden uygulandığını öğrenmek etkileyiciydi.
Snow karakterine gelince, şaşırdığım çok fazla şey yaşadı / yaptı. Ufacıcık bir an sempati duydum, iyi bir insan olabileceğine inandım gibi, ama Snow'un eninde sonunda bir şeyler yaşayacağını ve bizim bildiğimiz karakterine ulaşacağını biliyordum bu yüzden şaşırdım diyemem. Üzüldüm diyebilirim, Snow'a değil de Lucy Gray'e ve Sejanus'a üzüldüm. Sejanus bayağı saf bir karakterdi, çok bağlanamasam da üzüldüm onun yaşadıklarına.
Lucy Gray ise, on ikinci mıntıkanın ilk galibi, Katniss'e aşırı benzettiğim bir karakter. Aynı şarkıları söylemeleri beni duygulandırdı. Katniss "Deep in the meadow" şarkısını söylediğinde Snow ne tepki verdi deli gibi merak ediyorum.