Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
128 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Anayurt Oteli
Yusuf Atılgan'dan okuduğum ikinci eser :) Kitaptan bahsedecek olursam ; kasabadaki Anayurt Oteli’nin katibi Zebercet, kişilik bunalımı ve yalnızlık çekmektedir. Otele gelip bir gece kalan esrarengiz kadın tekdüze geçen hayatını değiştirir. Bu düşün peşinde bütün yaşamı, bastırdığı duyguları, ve sorunları ortaya çıkar. Kendi odasından, gizemli kadının bıraktığı odaya taşınır. Geçeleri, içinde o kadının da olduğu düşler kurmaya başlar. Sonra giderek otele gelen müşterileri kabul etmemeye başlar ve en sonunda oteli dışarıya kapatır. Ben Aylak Adam eserini daha çok beğenmiştim açıkçası. Bu eserini tam olarak anladığımı düşünmüyorum nedense. O yüzden bir kez daha okuyacağım ilerleyen zamanlarda. Şimdiden okumak isteyenlere iyi okumalar :)
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202330,1bin okunma
152 syf.
9/10 puan verdi
Selamlar, Türk Edebiyatının daha çok okunmayı hak eden nadide eserlerinden biri: Denizin Çağırışı’yla karşınızdayım. Daha çok toplumcu gerçekçi çizgide yazan Cemo, Memo eserleriyle tanınan Kemal Bilbaşar’ın bu çizgiden uzak yabancılaşma ve varoluşçuluk temalarına odaklandığı bir eser, Denizin Çağırışı. Yabancılaşma, Varoluşsal sancıların
Denizin Çağırışı
Denizin ÇağırışıKemal Bilbaşar · Can Yayınları · 2021372 okunma
Reklam
80 syf.
6/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Tatsız Bir Olay
Dostoyevski'nin eşsiz kaleminden çıkmış eşsiz olmayan bir öykü okudum: Tatsız Bir Olay. Öyküde temelde anlatılmak istenen benimsediğimiz ideolojilerin pratiğe hayal dünyamızdaki kadar kolay dökülmediği. Aslında konu çok güzel fakat Dostoyevski'nin kaleminin izleri pek yok öyküde. O sürükleyicilik, o anlaşılırlık gölgede kalmış. ••• Peki kitap neyi nasıl anlatıyor? Kitap üç subayın çevresinde şekillenen bir hikâyeyi konu ediniyor. Stepan Nikiforoviç hayatında bir kez bile doğum günü kutlaması için davet vermemiş birisi. İlk kez birkaç kişiden oluşan ufak bir grubu doğum günü için, yeni aldığı eve davet eder. İnsanlar bu davete oldukça şaşırmakla beraber katılır. Davete katılmış insanlardan biri de ana kahramanımız İvan İlyiç'tir. Davet esnasında subaylar arasında bir fikir tartışması başlar: Aşağı düzeyde olan memurlara iyi davranılmalı mı, yoksa davranılmamalı mı? Bu tartışma sırasında hepsinin kafasında farklı fikirler oluşur. Ardından toplantı biter ve dağılırlar. Kitap tam olarak burada başlar. Bu kısa girişten sonra İvan İlyiç'in başına tesadüf eseri birkaç talihsizlik gelir. Bu talihsizlikler onu kendiyle, fikirleriyle, hayalleriyle ilgili sorgulamaya iter. ••• Ben kitabı sevdim. Yalnızca bir şikâyetim var; biraz daha uzun olmasını isterdim. Kurgu çok güzeldi ama bence bazı kısımlar gereksiz uzatılmışken, bazı kısımlar aşırı kısa kesilmişti. Velhasılı Dostoyevski'nin en güzel kitabı diyemem ama kötü de değildi. Okumanızı ve kendiniz yorumlamanızı tavsiye eder, okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim. :)
Tatsız Bir Olay
Tatsız Bir OlayFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 20205,1bin okunma
184 syf.
7/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Dostoyevski'nin İnsancıkları
Dostoyevski öyle hissettiriyor ki yazdıklarını, bir ara okumakta zorlandım. Yoksulluğu, çaresizliği öyle derinden hissettim ki, yordu bu duygular beni. Makar ve Varvara, ah ne yazık onlara...
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362,4bin okunma
184 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
İnsancıklar, Dostoyevski’nin yazdığı ilk roman olma özelliğini taşıyor. 25 yaşında yazdığı bu eser o zamanın eleştirmenleri tarafından oldukça beğenilip, geleceğin yetenekli yazarlarından olabileceğinden bahsediliyor. Eser ismi aslında “Zavallı İnsanlar”, “Yoksul İnsanlar” anlamı taşırken, çevirmen ya da yayımcı tarafından Türkçe’ye İnsancıklar olarak çevrilmiştir. Eserde, 1800’lü yılların özellikle yoksul yaşamı üzerinde dururken, zengin kesimine değinmiş ve aradaki uçuruma dikkat çekmiştir. Eser, aynı avlu içerisinde karşılıklı odalarda kalan Varvara Alekseyevna isimli genç kız ile orta yaşlı Makar Devuşkin arasında geçen mektuplaşmalardan oluşuyor. Birbirinden daha yoksul olan bu iki insanın bulundukları çevredeki gözlemleri ve yaşadıkları, birbirlerine karşı düşünceli tavırları, fedakarlıkları, empatileri ve zenginlerin sergiledikleri kibrin, insan üzerindeki etkisi mektuplar aracılığıyla okura yansıtılmış. Yoksulluk Varvara’yı istemediği bir yöne itmiş sürüklerken, buna dur demeyen, korkak Makar… Erkeklerin özeti gibisin. Bazen saklanır insan, saklanır, yakalanmamak için gizlenir, burnunun ucunu göstermeye bile korkar; yerini belli etmez, çünkü önyargı kol geziyordur, çünkü yeryüzünde başka bir şey kalmamış gibi, herkesin arasından seni bulup şamataya alırlar(…)
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362,4bin okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Anayurt Oteli, edebi ve düşünsel derinliği çok yoğun,  çarpıcı bir roman. ️Anayurt Otelinin kâtibi Zebercet ve Zebercet'in iç dünyasının hikayesi. Yalnız, sevgisiz, hastalıklı, ne ölebilen, ne yaşayabilen Zebercet 'in hikayesi. ️Bir psikolojik roman olarak anılıyor ve psikanalizciler tarafından hala incelenip tartışılıyor. ️1973 yılında yayımlanan Anayurt Oteli, 1987 yılında Ömer Kavur tarafından sinemaya aktarılıyor. Filmi de kitabi kadar ses getiriyor. ️Yazar Yusuf Atılgan, bir edebiyat ve sinema tutkunu.  Ailesinin tıp ısrarına rağmen  İ.Ü. Edebiyat Fakültesine girmiş. Ahmet Hamdi Tanpınar,  Ali Nihat Tarlan ve Halide Edip Adıvar gibi isimlerin öğrencisi olmuş.  Ne büyük şans ♡ ️Sosyalizme tanışması, sol hareketlere katılması, tutuklanması, fikirlerinin oturması da bu döneme denk geliyor. ️Geciken mezuniyetinden sonra yazar bir yıl öğretmenlik yapıyor, sonra köyüne geri dönüyor, çiftçilikle uğraşmaya başlıyor,  evleniyor vs. Ve ancak 1951'li yıllarda edebi eserler vermeye başlıyor. Yani büyük bir külliyatı yok ancak olan kısmı ile cok derin izler bırakmayı ve Türk edebiyatının önemli isimleri arasına girmeyi başarıyor. Benim icin sırada Aylak Adam var.
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202330,1bin okunma
Reklam
336 syf.
7/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Merhaba sevgili okur, Gökdelen’i okurken başlangıçta kurguya girmek zordu ancak zamanla açılan bir okuma deneyimi oldu. Bu durum kitabın türüyle ilgili olabilir. Gökdelen distopik bir kitap, 2070’li yılların Türkiye’sini anlatıyor. İnsanlar 500 katlı gökdelenlerde yaşıyorlar. Tabi zenginlik durumuna göre, en üst katlarda en zenginler oturuyor, zenginlik oranı azaldıkça daha alt katlarda sıralama da o şekilde devam ediyor. İnsanların doğadan ve topraktan kopuş hikayesi bir bakıma. Buna direnen tek kişi olan Hikmet amcaya selam olsun efenim. Bir devlet politikası olan özelleştirme eleştirisi yapmış yazar. Madem her şey özelleştirildi bari yargıyı da özelleştirelim diyerek başlıyorlar işe. Bu işten nemalanacak olanlar canla başla çalışıyor, tabi bu çalışmanın en önemli basamağı algı yönetimi oluyor. Kitaptaki en güzel detaylardan birisi karakterlerin isimleriydi, karakterlerin kişiliklerini güzel yansıtıyordu. Çeşitli yazar ve eserlere gönderme yapılıyordu, bunların en önemlisi Dostoyevski’nin Karamazov Kardeşler’iydi. Kurnazlığın ve kötülüğün temsilcisi Smerdiakof’un kulağını sık sık çınlattılar. Yer yer siyasete değen (distopik kitapların olmazsa olmazıdır), vicdan, merhamet, direniş gibi konularda düşündüren bir eserdi. Son olarak Yılkı adamlar hakkında konuşacaklarımızı var efenim. Herkese keyifli okumalar dilerim.
Gökdelen
GökdelenTahsin Yücel · Can Yayınları · 2022992 okunma
496 syf.
9/10 puan verdi
·
35 saatte okudu
70'lerin, 80'lerin, 90'ların çocukları, haydi zamanda yolculuğa!
O yıllardan konuşalım mı biraz? Her şeyin çok başka olduğu, İmkanın az, huzurun çok olduğu yıllardan... Her ne kadar zor zamanlar geçermiş olsak da dönme şansımız olsa bir an bile tereddüt etmeyeceğimiz yıllardan... Eminim vardır herkesin söyleyecek birkaç sözü. Ne dersiniz? Şarkılar bile bir başkaydı değil mi? Pilli eski radyolardan çalan...
Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek
Bir Maniniz Yoksa Annemler Size GelecekAyfer Tunç · Can Yayınları · 20221,750 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Yazarın “Aylak Adam” kitabından sonra okuduğum ikinci kitabı oldu. Yabancılaşma,yalnızlık,suçluluk ve ölüm adına yazılmış psikolojik bir roman. Hakkında, kendisinden bile daha çok sayfalı incelemeler yazılmış bir kitap hakkında ben şimdi ne söyleyebilirim ki? 128 sayfaya öyle bir karakter yerleştirilmiş ki birçok edebiyat çevresinde araştırma ve inceleme konusu olmuş. Kitabın ana karakteri Zebercet. Babasının ölümünden sonra Anayurt Oteli’ni işletmeye başlayan ve tüm dünyası sadece otel olan yalnız Zebercet. Otelden hemen hemen hiç çıkmadan yıllarca yaşamını devam ettirmiş Zebercet için bir gece otele gelen bir kadın misafir dönüm noktası olur. Arzu noktası haline getirdiği kadının ayrılışından itibaren büyük bir arzu, ihtiras ve heyecanla otele geri gelmesini bekleyen Zebercet, beklediği her günde de kendi bilinçaltı ile yüzleşmeye başlar. O ana kadar saklanan tüm duygular artık ortaya çıkarken Zebercet acaba bunlarla başa çıkabilecek midir? Sadece kitabı alıp okuyayım derseniz sıkılıp bir kenara bırakmak isteyeceğiniz bir kitap. Karanlık ve ağır bir havası var çünkü. Okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim.
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202330,1bin okunma
184 syf.
4/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Aşırı yoğun duygusal bir kitap. Bu kadar duygusal biri miyim? Hayır değilim. Daha boş bir kafa ile okunsa daha bir etkilenme olurdu eminim ki çünkü Dostoyevski dolu bir insandır herkes anlayamaz sadece beni duygusal açıdan çok daralttı ilk kez. Tekrar okunacaklar listesindesindir.
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362,4bin okunma
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.