"Ey, Havva'nın doğurduğu, Lilith'in emzirdiği Azize.
Yedi şeytan doğur, beşini öldür, birini terket,birini büyüt.
Fısıldadım: Hiç kimse olması gereken yerde değil."
Mahinev 21 yaşına bastığında gariplikler silsilesi yakasına yapışır. Babanesinin doğum günü hediyesi olan kitap her şeyi değiştirir. Mahinev artık bambaşka bir evrende kurtlar ve yılanlarla dolu koca bir karmaşanın içindedir.
Kitapta farklı bir evren var ama o evrenden o kadar az bahsediliyor ki evrene ısınamadım.
Kitabın yarısı, belki yarısından da fazlası, betimleme dolu. O kadar çok ve bazen gereksiz (bence) öylesine uzun uzadıya betimleme yapılmış ki kitabı okurken yoruldum.
Medusa efsanesini farklı bir şekilde ele alan bu kitap aslında öylesine merak uyandırabilecek bir kitapken, kitap öylesine durgun ve olaysız ilerliyor ki bir yerden sonra cezbetmiyor.
Bu durgunluk serinin ilk kitabı oluşundan mı yoksa anlatım mı böyle durgun ilerliyor emin değilim ama ikinci kitapta het şeyin düzelmesini diliyorum.