Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Her iktidar kendi zenginini yaratır. Zenginse daha zengin, fakirse daha fakir. Kimi har vurur harman savurur, kimi karnını doyurmak için eşyalarını satar. Zengin elindekini paylaşmak istemez.
Konu din oldu mu, mangalda kül bırakmayan, ama yoksula yardım etmeyen insanlar günümüzde de var ne yazık ki...
Sanki günümüzü anlatmış Hüseyin Rahmi Gürpınar.
Okuyun okutturun bu kitabı. Bu kitabı korona zamanında okumalıydım, kısmet bugüneymiş. Depremin canlarımızı yaktığı bir zamanda okudum.
En karanlık ruh halinizle bile okusanız en azından size tebessüm ettirtebilen bir yazar Gürpınar.Eserine de bayıldım.Birinci Dünya Savaşı sonu,İstanbul alev alev,yangın üstüne yangın,İspanyol gribi salgını halkı kasıp kavuruyor ayrıca.Böyle bir atmosferde İstanbul'da iki zengin konağını tesiri altına alan sırlarla dolu bir tehdit mektubu,ardı ardına gelen ölümler,batıl inançlar...Gürpınar bir taraftan eğlenceli,nüktedan anlatımıyla toplumun fotoğrafını gözler önüne sererken diğer yandan da mektubun gizemini çözmeye çalışıyor.Özellikle yangında konağını ve ailesini kaybeden kardeşlerin yaşadığı dram insanı mahvediyor.Sınıf farkı,çocuk istismarı,çocuk emeği sömürüsü gibi konulara da değinen eseri çok severek okudum diğer tüm kitapları gibi.Kah ağladım kah güldüm.
Abdülhamit dönemindeki İspanyol gribi salgını ve sebebi bilinmeyen, bütün evleri küle döndüren yangınlar. Onca evsiz barksız kalan insanlar, annesiz babasız ve yuvasız kalan bi çare çocuklar…. Haksız kazançla zengin olanların, batıl inançlarından ve korkularından faydalanmak isteyenlerde evliyalık iddiasıyla bir düzen kurup çıkar sağlamanın peşine düşen insanları… bütün bunları sürükleyici bir dille polisiye tarzında bir tür ile anlatılmış şahane bir klasik eser… .
Hacı Ferhat Efendi, Abdülhamit devrinin bal tutup da parmak yalayan, yokluk nedir bilmeyen, her gününü yiyip içip eğlenerek geçiren, dönemin zenginlerinden biri fakat Allah’ın sopası yok ki !.. fakir fukaranın gözünün önünde açlık nedir bilmeden 3 öğün tatlısız gününü geçirmeyen bir ailenin başına İspanyol gribi musallat olur ve aileden 3 can keder ve üzüntü içinde çıkar. Bilime inanmayıp, bazı farklı inançlarla şifa bulmaya çalışmanın hazin sonunu çok güzel iğneleyici fakat bir o kadar esprili bir dille anlatmış sevgili Hüseyin Rahmi Gürpınar…
“Seksen hekimin tavsiyesini bir koca karının bu tandırname sözleri hükümsüz bırakıyordu…”
“Dünyada her varlığın işi yok olmak sırasını beklemek değil midir?”
“ ‘Kötülük kötülükten doğar’ derler. Emin olunuz her zaman öyle değil… Bazen iyilikten kötülük ve kötülükten iyilik doğuyor… Komiser Bey, insanoğlunun cinayetlerinin çoğunda, suçsuz
·
Puan vermedi
Böyle bir kitap beklemiyordum ama akıcılığı ve düşündüğümün aksine dili çok sade ve anlaşılır. Ayrıca 1919 yılını, o dönemin İstanbul’unu, İstanbullularını, İspanyol gribini ve insan analizlerini anlatırken polisiye bir olayın içinde buluyorsunuz kendinizi.
#kitabınkonusu
1919 yılı İstanbul’u hem dünyayı kasıp kavuran İspanyol gribinden hem de ülkenin içinde bulunduğu durumdan dolayı yoksulluk, açlık, hastalık ve ölümün pençesindedir.
Tüm bunların dışında kalan iki konak vardır; Hacı Ferhat Efendi ile Hafız İshak Efendi konağı…
Bir gün bu konaklardan birine bir mektup gelir. Eğer belirtilen adrese 300 bin gönderilmezse hanedeki üç kişinin İspanyol gribinden öleceğidir. Bu mesajı gönderen Apdal Veli kimin nesidir, nerden çıkmıştır, ölecek olan üç kişiyi nasıl bilmiştir?…
Ardından bir polisiye hikayenin kurgusuna düşüyorsunuz.
Bakmak ve Görmek
Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa niye okumaya zahmet edelim ki? Der Franz Kafka
Jose Saramago‘nun “Görmek” isimli romanı tam da bu söze uyan , kitaplardan biri.
Bilinmeyen bir ülkenin, bilinmeyen
başkentinde , bir seçim günü ile başlar, roman. Yağmurun çok yağdığı bir gündür. Sandıklardaki görevli
