Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
GELİŞME. AMA FITRAT YOK SAYILMADAN .
Hiçbir yorumu okumadan ; 3 ay önce kitabı bitirdiğimde aldığım notu olduğu gibi aşağıya alıyorum.
Ekonomi rakamlarla ölçer.Duygularla kültürel etkilerle ilgilenmez.sanayinin gelişmesi ile ile ATIK kavramı oluştu.100 150 yıl önce böyle bir kavram yoktu.
Kalkınma ,daha da çok kalkınma değer yargılarını görmemeye hatta yok etmeye devam ettiği sürece insana mutluluk getirmeyecektir.Gelişmler insan fıtratına aykırı olduğu sürece insanı mutluluk getirmeyecektir de.O halde fıtrata uygun olmalı gelişmeler.
Kavramların toplumdan topluma farklı anlamlar kazandığını hatta aynı tolumda zamanla farklı anlamalar kazandığını felsefi tahlille ortaya koyan farklı bir kitap.
Tamamen rakam,kar odaklı tüketim toplumu anlayışından ,kurtulup ; merkeze insanı ve onun fıtri yapısına uygun bir gelişmeyi öneren güzel bir eser.
Endüstrileşmenin ; tıp, eğitim ve siyasal arenalarında insanların arzularını programlanmış bir şekilde kullanılmasını ve buna karşı çıkış için ürettiği tez olan Şenlikli yaşam standartlarını da anlatan bir eser. Toplum mühendisliği yapılan bir kitap olmuş, ama net olarak bir kurtuluş göremedim. Baştan itibaren bir değişimden bahsediyor ama bunun nasıl ve hangi ideolojide oluşması gerektiğinden bahsetmiyor, ya da antitezleri bir ideoloji ardında birikmiyor, bir durum değerlendirmesi olarak kalıyor çoğunlukla. Dilinin ise biraz ağır olduğunu söyleyebilirim. Yavaş yavaş okunması daha sağlıklı olur yani.
Kötü Çeviri
Çeviri beni çok yordu, çevirmenin kelime haznesi çok dar! Okurken darlandım, bayağı bi kızdım açıkçası. Kübra Öztürk'ün iyi niyetli çalışmasına teşekkürler ama sanki daha iyi olabilirdi.
Mesela
" Fakat her okulda yerleşik olan temel yaklaşım, bir kişinin hükmü, diğer bir kişinin neyi ve ne zaman öğrenmek zorunda olduğunu belirleyebilmesinden dolayıdır."
" bir kişinin hükmü " ne mesela? Kim bu bir kişi! Muallim mi? Müfredatı belirleyen mi? Müdür mü? Milli eğitim bakanı mı? Şirket sahipleri mi? Yoksa hepsi mi? Çıldırırsın!
Zorunlu okul eğitiminin mantıklı olmadığı kanaatinde olan yazar, ulus devletlerin bu sistemi benimsediği ve toplum için kalıplaşmış zorunlulukların kaldırılması kanaatindedir. Ufuk açıcı bir eser.
Ivan illich bu eserinden özelinde okulu alarak genelinde kurumsallaşmanın toplumda nasıl bir dönüşüm meydana geldiğinden bahsediyor. Her ihtiyacını kurumsallasarak çözmeye çalışmanın insanoğlunun kapasitesini ve yaratıcılığını nasıl yok ettiginden bahsediyor. Eğitim ile ilgili önerilerinin bir kısmı uygulanamaz gibi dursa da hem okul hemde genel olarak modern zamanın kurumları ile ilgili bize bir tefekkur penceresi açıyor
Okulsuz Toplum kitabı, adından da anlaşılacağı gibi insanları, çocukları müfredat üzerinden eğitmeye çalışan sistemi eleştirir. İlgi ve yeteneklerin göz ardı edilerek, çok ciddi bir zaman harcanıp ,insanları bir binaya tıkıştırarak yapılan zorunlu eğitimin onları pasivize ettiğini, yaratıcılığı öldürdüğünü yazmıştır. Kısacası; bir fabrikasyon düzeneğinden geçer gibi, paketleme ürünler olarak, sistem adamı yetiştiren düzene karşıdır Ivan Illıch ve bunun karşısında duracak, gerekli gördüğü 4 eğitim modelinden bahseder kitabında...