Romanya'nın bir liman kenti olan İbrail'de doğan yazar, gençliğini, aralarında İstanbul'un da olduğu pek çok Osmanlı kentinde geçirdi. Babası Yunandır. Mısır'ı, Lübnan'ı, Suriye'yi gezdi. Bu dönemde, bulduğu bir sözlük sayesinde Fransızca öğrendi. 1921 yılında, Fransa'nın Nice kentine giderken, yalnızlığı dolayısıyla intihar girişiminde bulundu. O sırada üzerinde Romain Rolland'a yazılmış fakat henüz göndermemiş olduğu bir mektup bulunuyordu.
İlk romanı Kira Kiralina (Yaşar Nabi Nayır tarafından Türkçeye çevrilmiştir) 1923 yılında Romain Rolland'ın yazdığı önsözüyle birlikte basılmıştır. Panait Istrati tüm eserlerini anadili olan Rumence değil, Fransızca olarak yazmıştır. Türkçeye de çevrilmiş önemli eserleri arasında, Arkadaş (Mihail), Akdeniz, Sokak Kızı (Nerantsula), Angel Dayı, Kodin, Baragan'ın Devedikenleri, Uşak ve Sünger Avcıları gelir.
Yazar çok yoksulluk çekmiş ve kitaplarında da hep kendi sınıfından insanları anlatıyor. Baragan'ın Dikenleri kitabı ile tanıştım yazarın kalemiyle. Bu kitabı da bir o kadar güzeldi. Geniş coğrafyalara yolculuk ediyorsunuz kitapla birlikte.
Stavro'nun küçüklüğünden başlayarak gençlik hayatına değin yaşadıklarını okuyoruz kitapta. Stavro bir nevi Istrati'nin kendisiydi sanki. Aile hayatı pek de parlak değil. Ablasi ile bir başına kalıyor ve diyar diyar geziyor. Kitabı sevdim sevmesine ama Kira'ya ne oldu acaba diye düşündüm. Kocaman bir soru işareti bırakıyor yazar. Ona dair pek bir şey yok.
#parlakmeltemkitapligi