Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Poirot,Theresa ve nişanlısı Dr.Donaldson ile görüşmeye gider.Theresa mirasın kendisine bırakılmadığı içn çok öfkelidir.Miss arundell’in hizmetcisi Miss Lawson’ın onu etkileyerek bütün mirası kendisinin aldığını düşünmektedir.Miss Lawson’ın aptal görünüşlü ama gerçekte çok sinsi olduğunu düşünür.Mirası geri alabilmek içn hertürlü yola
Merhabalar kitap dostlarım keyifler nasıl bakalım?Size bundan önceki serinin ilk kitabı Eon'u yorumlarken sakat olduğundan bahsetmiştim ya hah işte kitabı bitirdikten sonra ben de Eon gibi ayağımı sürüyerek yürümek zorunda kaldım ne oldu nasıl oldu hiç anlamadım ama karakteri yaşamak ve kitapla bütünleşmek de bu kadar olur didim kendi kendime .Kitap böyle okunur ve yaşanır işte arkadaşlar #kitapyorumu;Bir zamanlar Eon'du oğlan kılığına girmiş bir kız çocuğu.Şimdi o Eona,Yansıma Dragonu ve ülkesinin kurtarıcısı ama daha da tehlikeli bir sırrı var Gücünü kontrol edemiyor.Her denediğinde,bir öldürme makinesi haline geliyor.Ve Yüksek Lord Sethon'un ordusu peşinde.O ve arkadaşları,tahtını geri almak için Eona'nın gücüne ihtiyaç duyan genç İnci İmparatoru Kygo'yu bulmalı.Fakat ona yardım etmek için eski düşmanı Lord Ido ile karanlık bir pazarlık yapmalı.Ayrıca bu iki güçlü adamla aşk üçgeni arasında hangi yöne gideceğine de karar vermek zorunda.
Evet itiraf ediyorum bu kitabı ilkinden bir tık daha az sevdim. Nedeni ise Eona'nın sonuca ulaşmak için çizdiği yolun çok fazla uzatılmasıydı.Onun haricinde yine heyecanlı ve güzeldi.En sevdiğim karakter Lady Dela oldu iki kitapda da. Ryko ve Chart bu kitap'da hayal kırıklığına uğrattı beni.Eona'nın Atası Kinra'nın hikâyesi ve dragonlar için yaptığı fedakarlık müthişti.Eona nabzınızı attıran unutulmaz dövüş sahneleri ve pek çok sürprizle dolu güzel bir hikaye.Tekrar tekrar Tavsiye ediyorum.Kitapla ve sevgiyle kalın dostlarım.#booknerd #bookstagram #book #instakitap #kitaptutkusu #kitapkurdu #bookworm #booklove #bookish
M U H T E Ş E M bir kitap okudum arkadaşlar.Sizlere nasıl anlatırım nasıl yorumlarım da bu kitabı okumanızı sağlarım inanın bilemiyorum ama daha çok kişinin okumasını hak ediyor kesinlikle bu kitap.Uzun Zamandır okurken böyle heyecan yaşamamıştım,bazı sahneler de kalp atışlarım bile hızlandı
Gücün kadınlara yasak olduğu,Entrika,politik
Mary Lawson'ın ilk okuduğum kitabı oldu 'Köprünün Öte Yanı'. Kapakta yer alan 'Man Booker Ödülü Adayı' yazısı kitabı öne çekmeme sebep oldu diyebilirim. Normalde bu tür risklere pek fazla girmeyi sevmem çünkü sonu ne yazık ki hüsranla bitiyor ve bu kitapta da değişmedi bu yazgı.
Kanada'nın çağdaş edebiyatının en önemli temsilcilerinden biriymiş yazar. Bu kitapta da yine Kanada'nın kuzeyinde geçen bir hikâyeyi anlatıyor ama iki kuşağa bölerek ve iki kardeş üzerinden. Arthur ve Jake isimli iki kardeşin oyunuyla hikâyeye giriş yapıyoruz. Bu iki kardeş tam olarak iyi ve kötü olarak keskin bir çizgiyle ayrılmış. İyiyi temsil eden Arthur ve kötüyü temsil eden Jake. Ve ilerleyen yıllarda bir kadının da dahil olmasıyla aralarındaki karmaşık kardeşlik ilişkilerindeki rekabet gitgide artıyor. Bir de diğer kuşağın temsilcisi olan Ian'ın gözünden de ilerideki olaylara tanık oluyoruz. Yazar, bir bölüm onlar bir bölüm Ian olmak üzere üçüncü tekil bir anlatımla hikâyeyi okura sunuyor. Ve bu aradaki açık zamanla kapanıp tek bir çizgiye dönüşüyor.
Kendi düşüncelerime gelecek olursam yazarın üçüncü tekil bir anlatımı tercih etmesi romanın ruhunu yok etmiş. Evet, kahramanlar bir şeyler yaşıyorlar ve -sözde- hissediyorlar ama bana asla geçmedi. Diğer bir eleştirim de mutlak iyi ve kötü diye karakterleri bir kalıba sokmak. Böyle olma sebeplerini de yeterince dolduramamak romanın inandırıcılığını kaybettirmiş.
Bu tarz hayata toz pembe bakan kitaplar okumak bana göre değil, çünkü gerçekleri yansıtmıyor. Ama herkesin zevki kendine o yüzden size göre olup olmadığını okuyarak karar verin derim.
Birinci kitabi her kesimden gerçek, ciddi ve ileri bilgi arayisinda, yüksek bir anlayisin pesinde olan okurlar tarafindan yogun bir ilgiyle karsilanan RA BILGILERI'nin ikinci kitabini sunuyoruz.Bu ikinci kitapta, bu yaratilis oktavinin her boyutu (yogunluk derecesi) ayrintili olarak arastirilmakta, ruhsal tekâmülümüzü yöneten metafizik prensipler açiklanmakta, özellikle de bizim üçüncü yogunluk derecemizden tekâmül ederek nasil dördüncü yogunluk derecesine geçilecegi üzerinde durulmaktadir. Yaratilisin yogunluk dereceleriyle bedenin enerji merkezleri arasindaki iliski de ortaya konmakta, böylece her deneyimin bu enerji merkezlerinin dengelenmesi ve arindirilmasi için bir katalizör olarak kullanilmasi olanagi sunulmaktadir. Ayrica, bizden çok daha yüksek yogunluk derecelerinden gelip dünyada enkarne olan Gezginler, cinsel iliski sirasinda meydana gelen enerji aktarimlari ve tikanikliklari, sifacilik, Dewey B. Larson'un fizigi, bilincin kutuplasmasi ve Yüksek Benligin dogasi ve islevi, Bir'in Yasasi ile olan baglantilar açisindan incelenmektedir. RA BILGILERI'ni okudukça, insan, evren, dünyamizin ve insanligin gerçeklerle ilgili ne kadar az sey bildigimizi ibretle görüyoruz. Bu kitap, yaklasik yirmiyil süren deneysel bir telepati çalismasi vasitasiyla, bizden milyonlarca yil ilerideki bir uzayli irkla kurulan temaslar sirasinda alinan olaganüstü ve çarpici bilgileri sözcügü sözcügüne sunmaktadir.
Kırmızı Pabuçlar
...
Hatırladığım kadarıyla, Toronto'nun Ontario Gölü kenarındaki sanat merkezi Harbourfront'ta geçen bir perşembe gecesiydi. Harbourfront'un edebiyat faaliyetlerinden sorumlu sanat yönetmeni Greg Gatenby, Paris'teki iki dilli bir Kanada kitapçısı olan Abbey Kitabevi'ni destekleyen bir okuma günü düzenlemişti. Toronto'nun ünlü yazarlarından çoğu,
Dikkat spoiler içerir.
Müfettiş John Rebus yine rahat durmadığı için İskoçya'da saçma sapan bir yere sürgün edilmiştir. Bu arada 25 yıl önce ortalığı kasıp kavuran seri katil İncilci John'u taklit eden İncilci Johnny adı verilen bir katil çıkmıştır piyasaya. Maktullerden birini tanıdığı için olaya dahil olan Rebus, bu arada geçmişten gelen bir olay yüzünden soruşturma geçirecektir. Eslş ortağı Lawson Geddes ile beraber yakaladığı katil Slaven, hapiste yazdığı kitaplarla meşhur olmuş ve katilin kendisi olmadığını iddia etmiştir. Bu arada ölmüş, Geddes de intihar etmiştir. Olayı soruşturan başmüfettiş Ancram'ı da Aberdeen bölgesinde azılı bir mafya olan Joseph Toal yani Joe Amca'dan rüşvet alıyor diye suçladığından işi iyice zorlaşmıştır. Bu arada İncilci John da kendisini taklit eden Katili bulmak için çalışmalara başlamıştır. Ancram başına gardiyan olarak eski iş arkadaşı John'u verir. Ve sorgularda sıkıştırmaya başlar. Bu arada Joe Amcanın oğlunu içeri tıkarlar. Ama Johnny konusunda bir gelişme yoktur. İçkiyi bırakan Rebus, Aberdeen'e tekrar gider ve ilgisini çekmek istediği dedektif Gill'e yardımcı olarak onun iyi işler başarmasını sağlar. Ancak Johnny ölü bulunmuştur? John işini tamamlamıştır? Acaba Rebus John'un kim olduğunu öğrenebilecek midir? Onu yakalayabilecek midir? Geddes ona Slaven konusunda doğruyu mu söylemiştir? Soruşturma nasıl devam edecektir? Rebus Gill ile bir daha görüşecek midir? Aberdeen polisindeki rüşvetçiler ceza alacak mıdır? Keyifle soluksuz okunan bir roman.
Resmen ağzımın suyunu akıtarak okumuştum efsane iyi bir kitaptı.
Bir ülke var ve bu ülkede kraldan sonra gelen 12 tane dragon ustası var. Aslında 11 demeliyim çünkü yansıma dragonu yıllardır kayıp.
Bu dragonların ustaları var ve bu ustalar yanlış hatırlamıyorsam 7 yılda bir çıkrak seçip yetiştiyorlar. O yıl fare droganu (yansıma dragonundan sonra en güçlü olab dragonun) çırağı seçiliyor. Bir sürü genç hazırlanıyor ve bunlardan bir tanesi Eona. Ama Eona kız olduğu için yarışa katılamaz ondan onu eğiten kişi adını Eon yapıyor. Çok çelimsiz ve herkes bir rakip elendi diye düşünüyor. Ve Eona'nın en yakın arkadaşı da onun gibi güçsüz.
Seçimler başlıyor ve yansıma dragonu Eon'u seçiyor. Fare dragonu da Eon'un arkadaşını. Yansıma dragonunun Eona'yı seçme sebebi kız olması ve kızların dragon yarışlarına katılması yasaklandığından beri de kayıpmış...
Eon'ın dünyasında doğadaki var olan güçleri kontrol edip akışı sağlayan 12 dragon ve onları görme yetisine sahip özel insanlar var. Her yıl bir dragon yükselişe geçip temsilcisinin gücünü ikiye katlarken, dragonları görebilen 12 çocuk da eğitilip törene hazırlanıyor ve kendilerini sergiliyorlar. Ancak içlerinden yalnızca biri seçiliyor. Seçilen çırak o yıl yükselişte olan dragonun gücünü yönetmek için ustalık eğitimi alırken bu tören her yıl tekrarlanıyor. Dragon konseyinde kadınlara yer yok. Kadınların uğursuzluk getirdiğine inanılıyor.
Eon ise daha önce kimsenin sahip olmadığı bir güce sahip, tüm dragonları görebilme gücüne. Bu yüzden eğitmeni, eğer dragon onu seçerse bambaşka bir güce sahip olacağına inanıyor. Bir kadın olmasına rağmen.
Eon cinsiyetini gizleyip törene katıldığında, hayatı büsbütün değişip onlarca sınavla ve sırla tek başına mücadele etmek zorunda kaldığında bir çok kez verdiği kararı sorguluyor. Bir kadın, kadim dragonların gücüne sahip olabilir mi?
Fantastik kurguları çok severim ama ilk kez uzak doğu efsanelerini konu alan bir kurgu okuyorum. Kitabın ilk kısmında dünyayı ve karakterleri tanıyoruz, ikinci kısımda ise olaylar gelişme sürecine giriyor ve aksiyon hiç düşmeden nefes kesen bir savaşın içine düşüyoruz. Son 200 sayfayı öyle heyecanla okudum ki olan her şeyin beni çok yorduğunu fark edip olayları sindirmek için biraz ara vermem gerekti. Uzun bir kitap ama bir an bile sıkılmadan, heyecanla okudum. İkinci kitabı da hemen sipariş edeceğim. Farklı ve hareketli bir kurgu okumak isterseniz Eon'u inceleyebilirsiniz ^^