Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.40
Selam.
Beyza Alkoçun ne kadar basit bir anlatım tarzı, kitaplarında klişe konuları işlese de yazarı ve kitaplarını seviyorum, ama ikinci kitap yazmamalı, çünki yazamıyor. Örnek; Kar tanesi, 0 kilometre, Daire 7. İlk kitaplarını ne kadar sevdiysem, ikinci kitaplarını hiç sevemedim. Yazılmak için yazılmış gibi. Çünki, çoğu konu ilk kitapda işleniyor zaten, neredeyse hiç olay kalmıyor ama yazar ısrarla ikinci kitap çıkarıyor. Kalp muhafızı 2 de bunlardan biri oldu. İlk kitap ikinci kitapdan kat kat daha güzeldi. 2-ci kitabı daha güzel bekliyordum ama çok kötüydü bence. Konular çok fazla yüzeysel işlenmiş, hiç bir olay detaylı işlenmemiş, çok baştan savma yazılmıştı kitap. örnek mesela; Hazarın Saraya ihanetinin nedeni çok hızlı işlenmişdi, Hazarın karısının dönme sebebi, Saranın kaçma olayı, Saranın kaçırılması çok daha güzel işlene bilirdi. Onun dışında Saranın asla bir prenses, kraliçe gibi davranamaması, wattpad kitaplarindakı liseli kızlar gibi davranması hiç hoşuma gitmedi. Mesela dediğim gibi Sara kaçmıyor sadece bir kez kaçıyor, ondan sonra yakalanıyor, kendi ülkesine dönmek orada kraliçe olmak gibi bir niyeti yok. Ben de böyle kadın karakterleri sevmiyorum, hedefleri olsun istiyorum. "İşte ben Hazarla evlendim, burdan kaçamam" gibi düşünceler okumak istemiyorum. Ama ben ikinci kitapda Saranın Hazardan intikam almasını bekliyordum, hiç bir şey yapmıyor. Kitapda çok fazla karakter de yok bu da benim sıkılmama sebep oldu.
Göze Gelmek Mi Bu?
Ünlü yazar Stephen King'in yazarlığa adım attığı ilk eseri olan Göz, merakla okuduğum kitaplardan biri oldu. Söz konusu gerilim ve King olunca heyecan olmasını normal karşılıyorum kendi adıma. Kitabın orijinal ismi Carrie aslında baş karakterin ismini taşıyor, ancak nasıl olduysa kitap adı dilimize Göz diye çevrilmiş. Sonuna kadar baktım ancak
Tutunamayanlar... Hayata, dünyaya, sevgiye, aşka, çirkinliklere, inanca, güvene, çalışmaya, düşüncelere, yorgunluklarla dolu bir yaşama, kırılmış bir kalbe, sızlayan bir yüreğe ve bu yazılan, ucu bucağı olmayan kelimelere tutunamayanlar. Ne kadar bir güzel isim? Kapağında yazan bir kelime, içindeki 700 küsür sayfaya denk hatta fazla hatta sonsuz.
344 syf.
8/10 puan verdi
Spoiler (Sürpriz kaçıran bilgi) yok.
Kitap, “ters köşe” sonuçlanmayı başardı ki bu da polisiye başlığı altında olmazsa olmaz unsurlardan biridir. Ancak sadece bu kategoride başarılıydı yani gerilim kısmı için aynı şeyi söyleyemem.
Dediğim gibi, polisiye kısmı gerilim kısmına göre daha ağır basıyor ama öyle zekice kurgulanmış ki dengede durmayı becermiş, hatta çok da başarılı bir iş çıkmış ortaya.
Kısaca konusu şöyle; bir grup arkadaş tatile çıktıkları sırada içlerinden birisi öldürülüyor ve biz de bu cinayeti kimin işlediğini öğrenmeye çalışıyoruz. Ayrıca bu olayları da yine içlerinden birisinin ağzından okuyoruz.
Günlük hayatın sıradanlığından sıyrılıp hem kafa dağıtmalık hem de ürpertici bir şeyler okumak istiyorsanız mutlaka öneririm. Ama şunu da belirteyim, klişe Amerikan liseli kitabı diyebilirsiniz. Eh, zaten öyle olduğu için yani okuduğumuzdan zevk almak için okumuyor muyuz?
Not: Baskısını bulamazsınız, PDF şekli mevcuttur. Okur kalın.
184 syf.
·
Puan vermedi
Bir dilek hakkım olsaydı..
Öncelikle kitabın konusundan başlayalım. Kitap Yashiro Nene adındaki liseli bir genç kızın, eski okul binasının 3. Katındaki kızlar tuvaletinin 3. Kabinindeki Hanako-san’dan dilek dilemesiyle başlıyor. Ancak Hanako-san’ın söylentilerden daha farklı olduğunu zaman geçtikçe fark ediyor. Mesela onun bir “kız” değil de “erkek” olması, dilekleri
Kendini tanımakta zorluk çeken, kaç kez program yapan ama kendi bünyesine uygun olamadığı için uymakta zorlanan, 'Of, nereye gidiyorum ben!' diyerek yolunu şaşıran, neler yapabileceğinin ve kabiliyetlerinin farkında olmayan genç kızlar için yazılmış bir kitap. Sanki sürekli bir arkadaşı ile konuşuyormuş gibi bir eda ile yazılmış. Yazarın nasihat verme derdi yok ama kendimize ayırdığımız zamandan tutun, evleneceğiniz güne kadar seçimlerimizin mümin bir genç kız için nasıl olması gerektiği sorusuna rahatlıkla cevap veren bir kitaptır. Geciktirmeden alıp okumanızı tavsiye ederim. En çok da, elhamdülillah ben anormal değilmişim, cümlesini kurdum kitabı okurken. :) Herkese dağıtma imkanım olsa özellikle liseli kızlara! Hiç beklemeden alın derim.
Dip not, erkekler okumasın :)
Güzel yorumları görünce merak edip aldığım bir kitaptı. Fakat öyle bir sinirle ve hayal kırıklığıyla okudum ki anlatamam. Evet kitabı iki günde bitirdim ama yazanlar hiç hoşuma gitmedi.
Bir kere bu romandaki karakterlerin lisede olması en büyük saçmalık. 17-18 yaşındaki gençler kadın pazarlıyor, kumar oynatıyor, adam öldürüyor, okula canı istediğinde gidiyor istemediğinde gitmiyor, tecavüz ediyor. Hem de tecavüzü kötü göstermeye çalışırken iyi hal ekliyorlar bir de yanına. Kahramanlarımız şiddet gösteriyor ama morarttıkları yere krem getirdikleri için çok vicdanlı oluyorlar birden.
Bu kitabın kitlesi lise öğrencileri. Ve maalesef uzun zamandır liseli kızların beğendikleri erkekler 'karanlık' olanlar, psikopat olanlar, deli gibi kıskanıp kıza yaşam alanı vermeyenler ve buna sevmek diyenler. Bu kitapları okuyan gençler gerçekten böyle bir hayatın olduğunu düşünüyorlar, bu kitapların kahramanlarına özeniyorlar, onlar gibi olmak istiyorlar. Hele kızlar romantizmi çok yanlış biliyorlar. Kendilerine sert davranılmasını bu tür kitaplar ve filmlerle meşrulaştırıyorlar. Bunu maalesef öğretmen olarak çalıştığım bir çok okulda gözlemledim, kendi aşırı duyarlı davranma merakım değil yani bu söylediklerim.
Umarım gençlere yönelik kitaplarda psikopat olmayan, zor kullanmayan, kafası yerinde değilken bile bir kızı hırpalayamacağını bilen erkekler ile tüm varlığını bir erkeğe adamaktan başka hayalleri olan kadınlara da yer verilir.
344 syf.
9/10 puan verdi
Selamlar.
Önce kitabın konusundan kısaca bahsedeyim. Bir grup samimi liseli arkadaşlar 1 haftalık bir tatile çıkarlar. Tatil oldukça kendi tabiriyle çılgın geçmektedir. Alkol, kızlar, uyuşturucu, erkekler... derken, aralarından bir arkaşlarının (Elise) cinayete kurban gitmesiyle perdelenir. Arkadaşları zan altında kalır. En son en yakın arkadaşı Anna ve onun sevgilisi Tate arasında yargı gidip gelmektedir. Tate (zengin aile çocuğu) suçlamalardan aklanır. Geriye Anna kalır. Hikayeyi de Anne'den dinliyoruz. Süpriz sonlu bir roman diyebiliriz. Kitapta konu geçmiş zaman, günümüz olarak işlenmiş. Biraz sinema havası veriyor konuya ve öyle de hissettiriyor gerçekten. Olayları farklı zamanlarda görmek yazarın bize "acaba katil kim" sorusunu düşünme payı veriyor. Buna benzer gerçek bir hayat hikayesini yıllar önce haberlerde görmüştüm, biraz onu anımsattı bana nedense.
İkinci olarak, yazar katil için fazla tüyo vermişti bence ilk 50 sayfada pek bir şey hissetmedim ama sonrasında karakterler arasında yakınlık/uzaklık bizi katili bulmaya zorluyor. Akıcı dili olup, edebi bir yanı olmadığını söyleyebiliriz. Keyifli okumalar.
Yazar kendi eğitim hayatını ve de o dönemde yaşadığı zorlukları anlatiyor. O dönemdeki baskıcı tavır ve bu yüzden seçimleri sebebiyle okuyamayan birçok genç kiz. Yaşanılan gerçekleri anlamak için okunabilecek bir eser.
Önyargıyla başladım ama objektif yorumlayacağım.
Fantastik ve korku/gerilim türünde olmasına rağmen - ki favorimdir - elim pek gitmedi kitaba. İsmi büyük bir önyargi sebebi oldu. Yanıldım da diyemeyeceğim. Liseli kurgusuydu, gereksiz ve saçma birsürü detayı vardı.
Asıl konu güzeldi, işlenme şekli de basitti fakat yarım bırakacak kadar değil. Türk korku filmi izler gibi okudum. İlk 100 sayfasından sonra kitap aktı. Heyecanlıydı, mantıksız olaylar vardı ama sonuca odaklanmaya çalıştım ve gerilmeme sebep oldu Dili veya konusu ağır değil. Okumaktan zorlanmayacağınız çerezlik sayılabilecek bir kitaptı bence.
İkinci kitabına başlayacağım bundan sonra ama elimde olmasaydı sanırım almazdım. Saçma ve yine basit buldum kitabın sonunu çünkü. Sevdim mi sevmedim mi emin değilim fakat hiç sevmeseydim yarım bırakırdım, şans verilebilir.
