Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Herman Hesse için Thomas Mann; “hınzır bir alaycıyken “ Thomas Mann için Herman Hesse; “Alman yavanlığının kafeslerindeki kanaryaların arasında duran bülbülmüş”kitaptan öğrendiğime göre.
Herman Hesse ve Thomas Mann arasındaki dostluk Thomas Mann’ın ölümüne kadar, uzun yıllar devam etmiş.Buluşabildiklerinde buluşmuşlar.Ailelerinin de katılımı ile birlikte zaman geçirmişler.Uzak kaldıklarında ise dostluklarını mektuplar aracılığıyla sürdürmüşler.
Birbirlerine karşı büyük bir sevgi ve saygı duymuşlar.Mektuplarda çok açık hissediliyor bu.
Yaşadıkları karanlık çağa tanıklık etmekle kalmayıp, üretmeye devam etmişler.Mektupları okurken, dönemin politikasına, edebiyat, sanat ve yayıncılık dünyası üzerine de fikir sahibi oluyorsunuz.İki büyük yazarın olaylara bakış açısındaki farklılıklarını ve benzerliklerini görüyorsunuz.
Kitabı yayına Volker Michels ve Anni Carlsson birlikte hazırlamış.
Çok severek okudum Mektuplar’ı.
Thomas Mann külliyatının sonlarına gelirken, Değişen Kafalar Bir Hint Efsanesi, Yusuf ve Kardeşleri serisinin bitimi ve Doktor Faustus’a başlama öncesi müthiş bir soluklanma yaşattı bana.
Her kitabıyla farklı bir Thomas Mann görmek şaşırtmıyor beni.Yazarların işi de zor.Müşkülpesent okuyucular karşısında.
Yani her kitabında farklı bir Thomas Mann bulma beklentimi karşıladığı için şaşırmadım.
Majesteleri Kral ile Değişen Kafalar’ı akıcılık bakımından ayrı bir yere koymak gerek sanırım, Thomas Mann külliyatında.Thomas Mann, XII. yüzyıldan kalma bir Hint efsanesini tekrar ele almış, farklı bir yorumla.Efsanenin aslını bilmediğim için arka kapağın yalancısıyım.
Aşkta esas nedir? Beyin mi dış görünüm mü? Zihin ile beden birbirinden ayrı tutulabilir mi? Zihin bedeni de şekillendirir mi? Dostluk, aşk, erotizm, ruhsal ve bedensel uyum üzerine fantastik, mitolojik muhteşem bir hikâye anlatmış bu kez Thomas Mann.
Evet...
Övünmek de hiç huyum değil, inanın, harika kitaplar okuyorum. (Kitabı ne zaman aldığımı bile hatırlamıyorum.)
Nurullah Ataç'a hayran olacaksınız.
Nurullah Ataç, söyleyin eleştirsin...
Nurullah...
Ataç...
THOMAS MANN OKUMALARI 10/15
.
.
07 - 17.08.2020 tarihleri arasında okudum.
.
.
Goethe'nin Faust eserinden ilham alarak yazdığı bu eserini digerleri gibi ayni keyifle okudum diyemem. Zaten yavaş yavaş eserlerinin sonuna geliyoruz. Bundan sonra okuduğum Seçilen isimli eseriyle ilgili de bir iki kelime yazacağım. Geriye sadece dört kitabı kaldı. Son üç tanesi öykülerini kapsıyor.
.
.
Bu kitabın konusunu, Alman besteci Adrian Leverkuhn'un bir arkadaşının anlattığı hayatı oluşturuyor. Dolayısıyla eserde geçen müzik terimlerine yabancıysanız okuma da zorlu oluyor. Muzisyenin hayatıni anlatiyor derken, konuyu çok da basite indirgemiş olmayayım. Çünkü bu aynı zamanda Alman toplumunun belirli bir dönemini de ele almaktadır.
.
Roman biraz karışık ve çok kesitlerden oluşuyor. Bu kitaptan önce Goethe'nin Faust'unu okumamın bana bir katkısı olmadı diyebilirim çünkü Thomas Mann'ın oradan esinlendiği tek nokta Faust'un şeytanla yapmış olduğu anlaşma. Ama şunu da ilave etmeliyim ki, Goethe'nin Faust'u bundan bağımsız olarak mutlaka okunmalı.
.
.
Sonuç olarak, kitabı merak edenleri zorlu bir okuma bekliyor. Ama hiç Thomas Mann okumadıysanız, ille bir kitabını okuyacağım diyorsanız bundan başlamayın.
.
.
Yine de Thomas Mann okumayı seviyorum. Öyle farklı ufuklar açıyor öyle konulara dalıyor ki, okuyarak ögreniyorum.
Ama kendisi tam bir geveze
.
.
Herkese keyifli okumalar
.
.
#okudumbitti #thomasmann #doktorfaustus #canyayınları #külliyatokumaları #okumaönerisi #kitaptavsiyesi #okudukça
On milyonlarca kişinin ölümüyle sonuçlanan ve dünyanın en büyük trajedisi olan bir sürecin hangi kısmına odaklanırsak odaklanalım inanılmaz hikayelerle karşılaşıyoruz. Elimizdeki kitap da II. Dünya Savaşı'nın başladığı o hüzünlü günlere odaklanan etkili bir kitap. Etkili olmasının başat sebebi savaşı ve yarattığı/yaratacağı travmaları pek çok
Sizlere bir soru
Tekrar merhaba :)
Bu seferki yazım, incelemeden çok, fikirlerinizi merak ettiğim için yazdığım bir yazı olacak. Şöyle ki, kitaba başladım ve upuzun cümleler bitmek tükenmek bilmedi. Ben de okuduğum birkaç yazıya katılarak zor bir kitap olduğunu düşünüyorum. İnce ama yorucu bir kitap. Fakat bu düşüncelerimden emin olamadım, belki de dikkatimi veremediğim için kitap hakkında böyle düşünüyorumdur dedim. Eğer böyleyse daha sonra mutlaka tekrar okumayı deneyeceğim. Bu yüzden sizin fikirlerinizi almaya karar verdim. Sizce bu kitabı yarım bırakmadan bir şans daha vermeli miyim?
Merhaba,
Çok güzel bir o kadar "sinir bozucu" bir kitabı daha bitirdim. Sinir bozucu dediğime bakmayın elimden bırakmadan okudum.
Kısaca bir konuya değinmek istiyorum. Ama bu konu hakkındaki bir yorumum değil. Yalnızca bahsetmek istiyorum. Şöyle ki aşkın tutkunun bizi ne zaman bulacağını bilemiyoruz. Bazen bugün bazen yarın buluyor. -
Thomas Mann’ın karşılaştırmalı din ve kültür tarihi araştırmasının ürünü olan Yusuf ve Kardeşleri’nin, son kitabı olan Doyuran Yusuf’ta, Yusuf’un rüya yorumculuğu sayesinde, zindandan çıkıp, tekrar devlet yönetiminin üst kademelerinde görev aldığını görüyoruz.Yaşanacak kıtlığı önceden tahmin edip, önlem alan Yusuf, “Doyuran Yusuf” olarak anılmaya başlar.Kardeşleri ile de karşılaşan Yusuf, babası Yakup’a kavuşur.
Yusuf ve Kardeşleri’nde bireysellikten uzaklaşan Thomas Mann, genel ve insani olana dönüş yapmış.
Okuması fazlaca zaman ve emek isteyen bir dörtleme Yusuf ve Kardeşleri.
Aniden gelişen olay örgüsünün fevkaledeliği mi desem karakterlerin özelliklerine mi değinsem... Yok yok, yazılması gerekenlerde ilk ona girer bu efsane.
Efsane!